Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Ben mi? Ben burada değilim ki. Eğer yalnızsanız aynaların ne yararı var?
Aynalar olan bir şeyi yansıtır. Ya hiçbir şey yoksa? (...) O nerede (kendiliğim)? Bana onun nerede olduğunu söyleyin. Her yerde bir parçamı mı bıraktım? Baktığım bütün aynalarda? Çok fazlasına baktım, sayısız. Bütün onların içine dağıldım mı? Hepsi benden bir parça mı aldı? Benden ince bir iz, incecik bir dilim? Aynalar beni, rendenin bir parça ahşabı çenttiği gibi dilimledi mi? Benden geriye ne kaldı? (...) Eğer o (kendiliğim) binlerce ve binlerce aynaya gömülmüşse? Nasıl geri getirilebilir? (...) Yitirildi! Peydahlanırken yüzü kaybolan bir heykel gibi yontuldu. Benim yüzüm nerede? Benim ilk yüzüm nerede? Bütün aynaların önündeki yüzüm? Aynalar beni çalmaya başlamadan önceki yüzüm nerede?" Bu, kendiliği daha oluşmadan önce çalınmaya çalışılan bir kadının dehşet verici varoluşsal saptaması: "Benim ilk yüzüm nerede? Bütün aynaların önündeki yüzüm?" Bu aynalar, onu benzersizliği içinde yansıtması gereken annenin gözleri. Bunun yerine onu başka bir iradenin aracı haline getirmeye çalışıyorlar. Isabella, var olmamaya, boş olmaya sığınarak kendisini kurtarıyor.
Sayfa 330 - Çitlembik YayınlarıKitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·
244 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.