‘Çok sevdiğim yalnızlık bana gittikçe ağır gelmeye başladı.’ Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biridir, Reşat Nuri Güntekin. Biz onu her ne kadar ‘Çalıkuşu’ kitabıyla tanısak da ‘Acımak’ da onun gözlem yeteneğini konuşturduğu kült eserlerden biridir. Her şeyin göründüğü gibi olmadığını, ön yargının ne kadar kötü sonuçlar doğurabileceğini anlatan hikâye, bir baba ile öğretmen kızının hikayesi. Fazla spoiler vermeden anlatmak istiyorum kitabı. Çünkü kendiniz okuduğunuzda size ifade ettiği his, anlam farklı olacaktır. İlk sayfalarını çevirdiğimde bir babanın nasıl bu kadar tiksindirici, ilgisiz, düşkün olduğunu sorguladım, öfkelendim fakat sayfaları çevirdikçe ön yargıyla okumanın acizliğine uğradım, Zehra gibi. Yıllardır görmeden suçladığı, utanç duyduğu babasını ölüm döşeğindeyken bir kez görmek ister fakat acıma duygusunu kaybetmiştir. Gerçekleri küçük bir sandığın içindeki defterden öğrense de iş işten geçmiştir. Bir insanın değeri öldükten sonra mı anlaşılır? Kısacık bir kitap ama tesiri büyük. Dili başlarda ağır gelse de dönemin içine girince onlar gibi konuşup onlar gibi hissediyorsun. Duygular evrensel değil midir zaten? Mutluluk, yalnızlık, korku, acı, acımak… Yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için vicdanımızın sesini dinleyerek hareket edelim, çaresiz alışmaktan önce belki de göremediğimiz bir yaşam vardır? Keyifli okumalar.

AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,2bin okunma

·

31 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.