Reşat Nuri Güntekin 1928 yılında yayınlanan bu eserinde; çalışkan başarılı fakat zaaf gösterenlere karşı acımasız olan Zehra Öğretmen ile babası Mürşit'in bakış açılarından dramatik yaşam öykülerini anlatıyor.  Yazar, cumhuriyet öncesinde yeni mezun, idealist genç bir mülkiyelinin iş ve sosyal yaşamdaki çatışmalarını ve uyumsuz ilişkilerini anlatırken, dönemin memuriyet yaşamına, köhne yapısına ait önemli ipuçları da veriyor. Şehirden kasabalara sürüklenirken, ardında birer birer ilkelerini de bırakan genç adam hatalı bir evlilikle korkunç bir sona doğru sürükleniyor.  Acı ve sefaletle dolu ortamdan tesadüfle sadece kızı Zehra'yı kurtarabiliyor. Acımak; aile içi ilişkileri ve sorumluluklarını, adeta ders verir gibi gözler önüne seriyor. (Tanıtım Bülteninden)  
159 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1928
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

159 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Önyargı
Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri Güntekin
, sanırım Türk edebiyatının en önemli eserlerinden
Çalıkuşu
Çalıkuşu
kitabından dolayı tanımayanın pek olmadığı yazarlardandır. Cumhuriyet dönemi edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. Roman, öykü ve oyun kitapları yazmıştır. Eserlerinde genellikle Anadolu halkının yaşamı ve yaşadığı toplumsal sorunları üzerlerine yazmıştır. Aynı zamanda bir
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202145,1bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Uzun uğraşlarım sonrası sanırım arkadaşıma, okuma alışkanlığı kazandıracağım. Dile kolay liseden süre gelen tam on iki yıllık arkadaşlık. Zannediyorum ki o, en yakın arkadaşım benim. Hayatının en ince ayrıntılarını bile anlatır bana, tabi bende ona. Kendisi öğretmendir benim gibi ancak benim aksime atanmış hayatını düzene koymuş biridir. Hayatında
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202145,1bin okunma
159 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kısacık kitabı okurken dönemin içine girip, Anadolu'yu şehir şehir dolaşacak ve halkın her daim haklının değil de güçlünün yanında olmayı tercih etmesinin, idealist bir bürokratı nasıl da dibe çektiğini çok da yabancılık hissetmeden göreceksiniz...
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202145,1bin okunma
159 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Acımak... Bazılarında ne kadar eksik olan bir duygu. İnsan hiç acıma duygusunu kaybeder mi ? Yaşanılanlar bazı duyguların bizden ayrılışına neden olabilmekte. Reşat Nuri Güntekin tarafından kaleme alınan Acımak romanında Zehra öğretmen ile ailesi için türlü türlü fedakarlıklar içerisinde bulunan Mürşit'in bakış açısından çektikleri dram
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202145,1bin okunma
159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Reşat Nuri Güntekin / Acımak Akıcı, samimi ve hüzünlü bir hikaye #Acımak. Kitapta memuriyet yaşamında yaşanılan zorluklar, yanlış yapılan evlilikler ve gözlere inen perdelerin bir baba kızın hayatına nasıl etki ettiği çarpıcı bir şekilde yansıtılıyor. 1928 yılında yayınlanan bir eser olmasına rağmen o zamandan bu zamana pek bir şeyin değişmediğini görmek üzücüydü. “Önyargı; hayata kirli bir camdan bakıp, her şeyi kirli bilmektir.” demiş La Edri. Bu kitabın ana fikri de tam olarak bu aslında. Zehra’nın babasına ve hayata karşı olan acımasız önyargıları. Zehra otuz yaşlarına gelmiş, Anadolu’da öğretmenlik yapan biri. Doğruluğu ve fedakarlıkları zaman içinde onu kasabanın sevilen ve sayılan bir kişisi yapmış. İyi özelliklerinin yanında tüm hayatını etkileyen kötü bir özelliği var. Zayıflık gösterenlere, beceriksizlere ve kararsız kalanlara karşı çok acımasız. Birgün gelen bir telgrafta senelerdir görmediği, varlığını bile inkar ettiği babasının ölüm döşeğinde olduğu haberini alır. Babasının tek isteği Zehra’yı bir kere de olsa görmektir. Babasına yetişemeyen Zehra’yı bir günlük karşılar. Bu günlükte idealist bir genç olarak işini yaptıkça göze batan, onun için ordan oraya atanan bir Kaymakamla tanışır. Bu genç doğruları uygulamaya çalıştıkça yanlışlarla karşılaşan ve farklı zorluklarla boğuşan biridir. İş hayatı gibi yaptığı evlilik de başarısız olan bu gencin yaşadıklarını okudukça yüreğiniz dağlanacak. Kitaba başladığınızdaki önyargılarınız, aynı Zehra’da olduğu gibi tek tek yıkılacak. Her yaşın okuması gereken ders niteliğinde bir eser. Keyifli okumalar…
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202145,1bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
MERHAMET, ACIMAK DEĞİL, ACITMAMAKTIR. Kitap hakkında pek söylenecek bir şey yok keza size içimi dökmek istiyorum. Şu hayatta yıkılası, kökü kazınası, lanet ettiğim en büyük olgu yanlış anlaşılmak... Sizi içermeyen, yapmadığınız, kalkışmadığınız durumların diyetini ödemek zorunda bırakılmak. Ah ne korkunç! Pardon filmi geliyor aklıma. Gülüyoruz
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202145,1bin okunma
159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Bu eseri Dostoyevski okusa, Reşat Nuri Güntekin'e talebe olurdu...
Bu esere 10 puan verdikten sonra diğer puanladığım bütün eserleri bir puan düşürmeyi düşündüm. Zira bu eserin 10 puan aldığı kütüphanede diğer bütün eserler, türü ne olursa olsun en fazla 9 puan alabilirler... ... Ben bu kadar hayatı tanıyan, bu kadar ruhları çözümleyebilen ve dahi bu kadar derinden hissettirebilen bir ikinci kitap daha okumadım. Alalade bir teşvik ile temin edip okuduğum bir eserden bu derece etkilenmek aklımın ucundan bile geçmezdi. Bırakın hayatımın bundan sonrasını belirleyeceğini, Türk edebiyatında böyle bir eserin yaratılabileceğine ihtimal dahi vermezdim. Ancak bu eser, bütün tahminlerimin ne kadar nakıs olduğunu en yüksek kelamdan nutketti. Bu eser, kesinlikle ülke sınırlarını aşmalı. Bütün ülkenin edebiyat severleri olarak var gücümüzle bu eseri bütün bir dünyaya okutmalıyız. Zira şu eseri okuyup da ondan nasiplenmeyecek bir dimağ yoktur bana göre yeryüzünde. Öyle ki mübalağa ettiğimi düşünmenizden çekinmesen "Reşat Nuri'nin bu eserini okumuş olsa Dostoyevski dahi önünü iliklerdi" derdim. Ama eseri okumadan bu meramımı anlamınızı beklemem evvela size haksızlık etmek olur. Lütfen bu eseri okuyunuz ve okutturunuz efenim. Benim okuma hayatımın zirvesi oldu.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202145,1bin okunma
159 syf.
8/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Kitaptan bahsetmeyeceğim herkesin kopyala yapıştır yapılmış gibi paylaştığı incelemelerden hoşlanmıyorum. Erkekseniz ve henüz evlenmediyseniz bu kitabı okuyun derim, erkekseniz ve evlenmişseniz yine bu kitabı okuyun derim. Çevremizde bu kadar ahlaksın insan varken, kılığı kıyafeti, düşüncesi hali tavrı ırkı hiç fark etmez bu kadar çok ahlak
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202145,1bin okunma
159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Kitabı incelemeden önce çok sevdiğim Mevlana'nın bir sözüyle giriş yapmak istiyorum.. "Benim hayatımı yargılamadan önce, benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç. Hüznü, acıyı ve neşeyi tat. Benim geçtiğim senelerden geç, benim takıldığım taşlara takıl. Yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202145,1bin okunma
159 syf.
9/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değildir!
Günlük yaşamımızda kaçımız olayları ve insanları anlamaya çalışırken önyargılarımızı ve şartlanmışlıklarımızı bir kenara koyarak değerlendirme yapabiliyoruz? Kaçımız kitle iletişim araçları ve sosyal medyanın bilgi kirliliğinin etkisini en aza indirerek olayların içyüzüne ve insanların gerçek niyetlerine objektif bir gözle bakabiliyoruz? Kaçımız
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202145,1bin okunma

Yazar Hakkında

Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri GüntekinYazar · 37 kitap
Reşat Nuri Güntekin (25 Kasım 1889;, İstanbul - 7 Aralık 1956; Londra), Cumhuriyet dönemi edebiyatında önemli bir yeri olan Çalıkuşu, Yeşil Geceve Anadolu Notları gibi önemli eserlere imza atmış romancı, öykücü ve oyun yazarıdır. Hayatı 1889'da İstanbul’un Üsküdar ilçesinde dünyaya geldi. Babası, askeri tabip Nuri Bey, annesi Kars valisi Yaver Paşa'nın kızı Lütfiye Hanım'dır. Reşide adlı kız kardeşi çok genç yaşta hayatını kaybetti, tek çocuk olarak büyüdü. Babası askeri doktor olduğu için öğrenim hayatı boyunca birçok il gezen Reşat Nuri, ilköğrenimine Çanakkale'de başladı. Çocukluk yıllarında dinlediği Fatma Aliye Hanım’ın Udi isimli romanı hayatına iz bırakıp,sanata heveslendiren eserleri arasına girdi. Babasının Çanakkale’deki evlerinde zengin bir kütüphanesinin olması onu kitaplara iten ve yazı yazma kültürünün gelişmesini sağlayan bir araç oldu. İzmir'deki Frerler okulunda bir süre öğrenim gördükten sonra İstanbul’da Saint Joseph Lisesi’nde öğrenim gördü. Yükseköğrenimini Darülfünun Edebiyat Şubesi'nde 1912'de tamamladı. Böylece öğrenim hayatını yirmi üç yaşında bitirmiş oldu. 1927'ye kadar Bursa ve İstanbul’da çeşitli okullarda Fransızca ve Türkçe öğretmeni ve müdür olarak görev yaptı. Görev aldığı okulların bazıları Bursa Sultanisi, İstanbul Beşiktaş İttihat Terakki Mektebi, Fatih Vakf-ı Kebir Mektebi, Akşemseddin Mektebi, Feneryolu Murad-ı Hâmis Mektebi, Osman Gazi Paşa Mektebi, Vefa Sultanisi, İstanbul Erkek Lisesi, Çamlıca Kız Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi ve Erenköy Kız Lisesi'dir. 1927’de Erenköy Lisesi’nden yeni mezun olan öğrencisi Hadiye Hanım ile evlendi. Öğretmenlik mesleğinin yanı sıra edebiyatla uğraşan Reşat Nuri, Halit Ziya’nın eserlerinden aldığı ilhamla hikâye yazma hevesi duymaktaydı . Daha sonra tiyatro edebiyatını benimseyerek bir tiyatro yazarı olmak için uğraştı. Yazı hayatına I. Dünya Savaşı sonlarında başladı. Başlangıçta “Eski Ahbap” (1917) gibi uzun hikayeler, “Hançer”(1920) ve “Eski Rüya” (1922) gibi sahne eserleri, “Gizli El” (1924) gibi romanlar yazan, tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayınlayan sanatçı “Çalıkuşu” adlı romanının 1922’de Vakit Gazetesi’nde tefrika edilmesiyle şöhrete kavuştu. Güntekin, 1931'de maarif müfettişi oldu ve bu arada Dil Heyeti'yle birlikte bazı çalışmalarda bulundu. Anadolu’yu baştan başa dolaşmasına neden olan müfettişlik görevi sayesinde ülkenin gerçeklerini yakından görme ve tanıma imkânı buldu. 1939'da ise Çanakkale milletvekili olarak TBMM'de bulundu. Bu görevini 1946'ya kadar sürdürdü. 1941’de tek çocuğu olan kızı Ela dünyaya geldi. 1947'de, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Ankara'da yayımlanan Ulus gazetesinin İstanbul kolu olan Memleket gazetesini çıkardı. Güntekin daha sonra müfettişlik görevine geri döndü ve 1950'deBirleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Türkiye temsilciliği ve öğrenci müfettişliği görevleriyle Paris'e gitti. Paris kültür ataşeliği yaptı. 1954'te ise yaşından dolayı bu görevden ayrılmak zorunda kaldı. Emekliliğinden sonra bir süre İstanbul Şehir Tiyatrosu edebi heyeti üyeliği yaptı. Güntekin'e Akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra tedavisi için Londra'ya gitti ve orada hastalığına yenik düşerek öldü. 13 Aralık 1956 günü, Karacaahmet Mezarlığı'na gömüldü. Levent’te oturduğu sokağa “Çalıkuşu” ismi, Kadıköy’de ve İzmir’de bir ilköğretim okuluna ve Fatih'te bir tiyatro sahnesine Reşat Nuri Güntekin ismi verilmiştir. Eserleri Hakkında Bilgiler Yazar, öykü, roman ve oyunlarıyla edebiyatımızda önemli bir yere sahiptir. Kahramanları genelde tek yönlüdür. Olay kahramanlarını çevreyle birlikte verir. Anadolu insanını iyi tanıdığını eserlerinden anlaşılır. Bazı eserlerinde genç cumhuriyetin toplumsal ideallerini işlemiştir. Reşat Nuri Güntekin eserlerine konuşma dilinin zenginliğini zorlanmadan yansıtır. Çalışma Yöntemi Hakkında Bütün romanlarının tiyatro halinde senaryoları olduğunu söyleyen Reşat Nuri, Hikmet Feridun'la yaptığı bir konuşmada çalışma yöntemlerini şöyle açıklar: "Roman ve hikâye yazarken konunun evvela asıl canlı noktası, amudi fıkarisi (belkemiği) gelir. Bu amudi fıkaridir ki bana yazmak arzusunu verir. Bu bazen bir vak'a olur, beni alâkadar eden bir vak'a.. Fakat çok kere pek alakadar olduğum insan tipi. (Şu vak'ayı veya şu insanı, şu tipi yazayım) derim. Bu suretle eserin iki adımı atılmış olur. Mevzuu pek iptidai bir şekilde fikrime gelir. Hiçbir zaman hemen derhal bu mevzunun planını yapıp da yazmağa başladığım vaki değildir. Bulduğum mevzuu zihnimde bir köşeye atarım. Onun francala hamuru gibi kendi kendine kabarması için uzun müddet bırakırım. Çok defa aradan birçok senelerin geçtiği de vakidir. Bu müddet zarfında mevzua bazı ilaveler yaparım. Bazı kısımlarını tayyederim, atarım, çıkarırım. Vakaları retuş ederim. Tipleri develope ederim (geliştiririm).. Yazma işine başladığım zaman da çok muntazam çalışırım. Romanın sonunu nasıl bitireceğimi tayin etmeden yazıya başlamam. Evvela umumi bir şema yaparım. Fakat eser henüz definitif (kesin, belirli) olmamıştır. Ortada şahıslar vardır, vakalar vardır, eserin ana hatları vardır. Fakat yazmaya başladıktan sonra şahıslar ekseriyetle hüviyetlerini değiştirirler, evvelce hiç düşünmediğim vak'alar, yeni şahıslar gelir. (Muhit dergisi, 1933; anan: Muzaffer Uyguner, Reşat Nuri Güntekin, Ağustos 1967) Kişilerine sevgiyle sokulan bir romancıdır Reşat Nuri. Genellikle onların gerçek yaşamlarındaki en belirgin özelliklerini yitirmeden yansıtmaya çalışır. Gözlem yeteneği yaşama çok geniş bir perspektiften bakma imkânını sağladığı için romanları geçiş dönemi yaşayan ülkemizden "insan manzaraları" çizme başarısına ulaşmıştır."
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.