Dudaktan Kalbe

Reşat Nuri Güntekin
(1925 yılı) Osmanlıca baskısından bire-bir olarak yayıma hazırlanmıştır. Reşat Nuri Güntekin,1925 yılında yayımlanan Dudaktan Kalbe adlı romanında farklı sosyal çevrelerden gelen kahramanların yaşam biçimlerini ele alırken ,zaman zaman dönemin toplumsal ve siyasi yaşamına da ayna tutuyor. Gelenek ve göreneklerin tanıtımında ve kişilik canlandırımında son derece başarılı olan yazar, yalın ve gösterişsiz bir anlatımıyla ve temiz bir İstanbul Türkçesiyle geniş kitlelere seslenebiliyor.  Ayrıca ilk romanı Çalıkuşu'nda olduğu gibi bu eserde de romanın kahramanlarının duygusal çalkantılarını ve mutsuz yaşam serüvenlerini ustalıkla aktarırken, okuyucuyu da İzmir'den Kütahya'ya, Bozyaka Bağları'ndan İstanbul'a Lamia ve Hüseyin Kenan'ın peşi sıra sürüklüyor adeta onların derin aşklarına tanıklık ettiriyor. (Tanıtım Yazısından)
400 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1994
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

İnsan her şeye alışıyor…
400 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Kitabı okumadan önce arkasından okuduğum özet bilgide belirttiği üzere dönemin siyasi yaşamı anlatımıyla beraber hüzünlü bir aşk hikayesi okuyacağımı öğrendiğimde hevesle başlamıştım. Bu hevesim
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20187,5bin okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitaba başlarken bu kadar içine çekeceğini tahmin etmemiştim. Sayfalar ilerledikçe kendimi hikâyenin akışına kaptırdım. Reşat Nuri Güntekin’in dili gerçekten çok etkileyici; hem sade hem de duyguları derinlemesine hissettiriyor. Özellikle son bölümlerde heyecan iyice yükseldi, elimden bırakamadım. Okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım diyebilirim. Kesinlikle okunmaya değer bir kitap.
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20187,5bin okunma
Farklı Bir İnceleme Okumak İsteyen Okurlara Armağanımdır:)
400 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Reşat Nuri’nin dördüncü eseri olan Dudaktan Kalbe 1925 yılında yayınlanmıştır. Yayınlandığı dönemden itibaren hem okur kitlesi hem de edebi çevre tarafından büyük bir beğeniye mazhar olan kitapta,
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20187,5bin okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
BOL SPOİ İÇERİR!! Bazı insanların çocukluğunda aldıkları yaralar vardır. Hüseyin Kenan da bunlardan biri. Babasının yokluğuyla büyümüş, babasının yaptığı hatalar daima bu küçük çocuğun yüzüne
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20187,5bin okunma
400 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
. İzmir Bozyaka'nın üzüm bağlarından esen hoş bir rüzgâra karışan keman sesinin sahibi Hüseyin Kenan ve bu sese aşık bir genç kız Lamia. Tertemiz bir aşkla sevdiği adam uğruna çektiği çile dolu yıllar... Güzel türkçesiyle kesinlikle okunmayı hakeden bir kitap. .
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20187,5bin okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Çalıkuşu (#59519975) için yaptığım yorumların hemen hemen hepsini Dudaktan Kalbe için de yapabilirim. Bu nasıl kalemdir ki iki gündür beni durgunlaştırdı, düşüncelere saldı. Lamia mini mini güzel
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20187,5bin okunma
Ben, hayatın bir mağlûbuyum anne
400 syf.
4/10 puan verdi
·
7 günde okudu
"Hiçbir şeyden memnun olmamaya mahkûmdum." Sy 281 Yazardan arka arkaya okuduğum 4. kitap da nihayet bitti. Kitaba başlamadan önce biraz dizisini izledim ve iyi ki de öyle yapmışım. Kitap
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20187,5bin okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Dudaktan kalbe kitabını 4 günde bitirdim ve çok beğenerek okuduğum bir kitap oldu. Bildiğiniz üzere diziside çekilmiş ama açıkçası onu izlemek yerine kitabını okumanızı öneririm.Cok farklılıklar var. Kitabın hikayesi kısaca şöyle Hüseyin Kenan hayatında yaşadığı zorluklardan sonra ünlü Bi keman virtozu olmuştur ve ülkede bir çok yerde adını duyurmuş.Ama bunun zararları olarak iyi huylarını çoğunu bırakmıştır.Izmirde olduğu zamanlarda Lamiayla gönül ilişkisi yaşıyor yaşça aralarında fark olmasına rağmen.Ama bunu geçici bisiy olarak düşünür.Ve yıllar sonra tekrar Lamia ile yani Kınalı yapıncak olarak adlandırdığı kişiyle karşılaşmasının hikayesi sade ve akıcı bir yazım olmuş.okumanizi tavsiye ederim.
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20187,5bin okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
Merhabalar sevgili okular. Reşat Nuri Güntekin okuduğum dördüncü kitabı oldu. Hakkını varmeliyim ki Üslubu bir harika, kitabı okurken sanki Lamia ve Kenan ile birlikteymişim gibiydim.Bir yanda ne olucağını merak ederken bir yanda merakıma mukavemet ederek kitabın bitmesini istiyordum.Hulasa hafif mahzun heycanla bitirdim bu kitabı. Reşat Nuri Güntekin, bana beğenmek,okumak ve tavsiye etmek düşer. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim mütiş akıcı bir romandı.
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20187,5bin okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çalıkuşu romanı gibi etkileyici tarza sahip olan Dudaktan Kalbe, herkesin okuması gereken bir eser niteliğinde. Lamia ile Kenanın aşkı hayatın belirsizliğini ve gerçeklerini yalın bir anlatımla bizlere sunuyor. Geç kalınmış bir aşkın ızdırap dolu hikayesi ve bu aşkın tesadüfler üzerine tekrar hissedilmesi sevdanın verdiği acı sonu engellemeye yetmedi. Kitapta dediği gibi umut ölmüyor ama insanın içindeki hisler zamanla ölüyor. Bazı şeyler öyle fena kırılır ki, hiçbir surette tamiri kabul olmaz.
Dudaktan Kalbe
Dudaktan KalbeReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20187,5bin okunma

Yazar Hakkında

Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri GüntekinYazar · 37 kitap
Reşat Nuri Güntekin (25 Kasım 1889;, İstanbul - 7 Aralık 1956; Londra), Cumhuriyet dönemi edebiyatında önemli bir yeri olan Çalıkuşu, Yeşil Geceve Anadolu Notları gibi önemli eserlere imza atmış romancı, öykücü ve oyun yazarıdır. Hayatı 1889'da İstanbul’un Üsküdar ilçesinde dünyaya geldi. Babası, askeri tabip Nuri Bey, annesi Kars valisi Yaver Paşa'nın kızı Lütfiye Hanım'dır. Reşide adlı kız kardeşi çok genç yaşta hayatını kaybetti, tek çocuk olarak büyüdü. Babası askeri doktor olduğu için öğrenim hayatı boyunca birçok il gezen Reşat Nuri, ilköğrenimine Çanakkale'de başladı. Çocukluk yıllarında dinlediği Fatma Aliye Hanım’ın Udi isimli romanı hayatına iz bırakıp,sanata heveslendiren eserleri arasına girdi. Babasının Çanakkale’deki evlerinde zengin bir kütüphanesinin olması onu kitaplara iten ve yazı yazma kültürünün gelişmesini sağlayan bir araç oldu. İzmir'deki Frerler okulunda bir süre öğrenim gördükten sonra İstanbul’da Saint Joseph Lisesi’nde öğrenim gördü. Yükseköğrenimini Darülfünun Edebiyat Şubesi'nde 1912'de tamamladı. Böylece öğrenim hayatını yirmi üç yaşında bitirmiş oldu. 1927'ye kadar Bursa ve İstanbul’da çeşitli okullarda Fransızca ve Türkçe öğretmeni ve müdür olarak görev yaptı. Görev aldığı okulların bazıları Bursa Sultanisi, İstanbul Beşiktaş İttihat Terakki Mektebi, Fatih Vakf-ı Kebir Mektebi, Akşemseddin Mektebi, Feneryolu Murad-ı Hâmis Mektebi, Osman Gazi Paşa Mektebi, Vefa Sultanisi, İstanbul Erkek Lisesi, Çamlıca Kız Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi ve Erenköy Kız Lisesi'dir. 1927’de Erenköy Lisesi’nden yeni mezun olan öğrencisi Hadiye Hanım ile evlendi. Öğretmenlik mesleğinin yanı sıra edebiyatla uğraşan Reşat Nuri, Halit Ziya’nın eserlerinden aldığı ilhamla hikâye yazma hevesi duymaktaydı . Daha sonra tiyatro edebiyatını benimseyerek bir tiyatro yazarı olmak için uğraştı. Yazı hayatına I. Dünya Savaşı sonlarında başladı. Başlangıçta “Eski Ahbap” (1917) gibi uzun hikayeler, “Hançer”(1920) ve “Eski Rüya” (1922) gibi sahne eserleri, “Gizli El” (1924) gibi romanlar yazan, tiyatro eleştiri ve araştırmaları yayınlayan sanatçı “Çalıkuşu” adlı romanının 1922’de Vakit Gazetesi’nde tefrika edilmesiyle şöhrete kavuştu. Güntekin, 1931'de maarif müfettişi oldu ve bu arada Dil Heyeti'yle birlikte bazı çalışmalarda bulundu. Anadolu’yu baştan başa dolaşmasına neden olan müfettişlik görevi sayesinde ülkenin gerçeklerini yakından görme ve tanıma imkânı buldu. 1939'da ise Çanakkale milletvekili olarak TBMM'de bulundu. Bu görevini 1946'ya kadar sürdürdü. 1941’de tek çocuğu olan kızı Ela dünyaya geldi. 1947'de, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Ankara'da yayımlanan Ulus gazetesinin İstanbul kolu olan Memleket gazetesini çıkardı. Güntekin daha sonra müfettişlik görevine geri döndü ve 1950'deBirleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Türkiye temsilciliği ve öğrenci müfettişliği görevleriyle Paris'e gitti. Paris kültür ataşeliği yaptı. 1954'te ise yaşından dolayı bu görevden ayrılmak zorunda kaldı. Emekliliğinden sonra bir süre İstanbul Şehir Tiyatrosu edebi heyeti üyeliği yaptı. Güntekin'e Akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra tedavisi için Londra'ya gitti ve orada hastalığına yenik düşerek öldü. 13 Aralık 1956 günü, Karacaahmet Mezarlığı'na gömüldü. Levent’te oturduğu sokağa “Çalıkuşu” ismi, Kadıköy’de ve İzmir’de bir ilköğretim okuluna ve Fatih'te bir tiyatro sahnesine Reşat Nuri Güntekin ismi verilmiştir. Eserleri Hakkında Bilgiler Yazar, öykü, roman ve oyunlarıyla edebiyatımızda önemli bir yere sahiptir. Kahramanları genelde tek yönlüdür. Olay kahramanlarını çevreyle birlikte verir. Anadolu insanını iyi tanıdığını eserlerinden anlaşılır. Bazı eserlerinde genç cumhuriyetin toplumsal ideallerini işlemiştir. Reşat Nuri Güntekin eserlerine konuşma dilinin zenginliğini zorlanmadan yansıtır. Çalışma Yöntemi Hakkında Bütün romanlarının tiyatro halinde senaryoları olduğunu söyleyen Reşat Nuri, Hikmet Feridun'la yaptığı bir konuşmada çalışma yöntemlerini şöyle açıklar: "Roman ve hikâye yazarken konunun evvela asıl canlı noktası, amudi fıkarisi (belkemiği) gelir. Bu amudi fıkaridir ki bana yazmak arzusunu verir. Bu bazen bir vak'a olur, beni alâkadar eden bir vak'a.. Fakat çok kere pek alakadar olduğum insan tipi. (Şu vak'ayı veya şu insanı, şu tipi yazayım) derim. Bu suretle eserin iki adımı atılmış olur. Mevzuu pek iptidai bir şekilde fikrime gelir. Hiçbir zaman hemen derhal bu mevzunun planını yapıp da yazmağa başladığım vaki değildir. Bulduğum mevzuu zihnimde bir köşeye atarım. Onun francala hamuru gibi kendi kendine kabarması için uzun müddet bırakırım. Çok defa aradan birçok senelerin geçtiği de vakidir. Bu müddet zarfında mevzua bazı ilaveler yaparım. Bazı kısımlarını tayyederim, atarım, çıkarırım. Vakaları retuş ederim. Tipleri develope ederim (geliştiririm).. Yazma işine başladığım zaman da çok muntazam çalışırım. Romanın sonunu nasıl bitireceğimi tayin etmeden yazıya başlamam. Evvela umumi bir şema yaparım. Fakat eser henüz definitif (kesin, belirli) olmamıştır. Ortada şahıslar vardır, vakalar vardır, eserin ana hatları vardır. Fakat yazmaya başladıktan sonra şahıslar ekseriyetle hüviyetlerini değiştirirler, evvelce hiç düşünmediğim vak'alar, yeni şahıslar gelir. (Muhit dergisi, 1933; anan: Muzaffer Uyguner, Reşat Nuri Güntekin, Ağustos 1967) Kişilerine sevgiyle sokulan bir romancıdır Reşat Nuri. Genellikle onların gerçek yaşamlarındaki en belirgin özelliklerini yitirmeden yansıtmaya çalışır. Gözlem yeteneği yaşama çok geniş bir perspektiften bakma imkânını sağladığı için romanları geçiş dönemi yaşayan ülkemizden "insan manzaraları" çizme başarısına ulaşmıştır."
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.