Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Mücadelede dayak yemeye hazır olmak, bize yetecektir. Korku kavramını söz dağarcığımızdan tamamıyla çıkarmalıyız. Nihayetinde hakikat kötülüğü mutlaka yener ve her zaman beyaz adam kendi harisliğini, siyah toplulukta kendini gösteren bu temel korkuyla besler. Özel Birim ajanları yalanı doğruya çeviremeyecekler ve kimse onlara itibar et- memeli. Hakiki bir değişim hamlesinde paltolarımızı çıkarmak, konfor ve güvenliğimizi, işimizi ve prestijli konumlanmızı ve belki ailemizi kaybetmeye hazırlıklı olmak zorundayız zira "liderlik ve güvenliğin esasen birbiriyle çeliştikleri" tamamen doğrudur; kayıp vermeyen bir mücadele mücadele değildir. Siyah öğrencilerin şu haykırışını duymak zorundayız: "Siyah adam, sen kendi başınasın!" Birileri bizi ırkçı olmakla suçlayacaktır ama bunlar, tam da bizim reddettiğimiz değerleri kullanıyorlar. Bizim kimseye boyun eğdirecek gücümüz yok. Biz yalnızca kışkırtmaya, olası en gerçekçi yolla karşılık veriyoruz. Irkçılık bir ırkın diğeri tarafından dışlanması demek değildir -ırkçılık için her zaman gerekli koşul, dışlamanın boyun eğdirmeyi hedeflemesidir. Irkçılığın nesneleri olarak siyahlar, durumun tersine dönmesini istemeyecek kadar çok deneyime sahiptir. Şimdi beyazla ilişki içindeki siyah üzerine konuşmak yerinde olabilir ama bunu meşgalemiz hâline getirmemeliyiz zira bu olumsuz bir çalışma olabilir. Hedeflerimize erişme yolunda ilerlediğimiz sürece, kendimiz ve mücadelemiz hakkında daha çok, beyazlar hakkında daha az konuşalım. Hakiki insanlık arayışına çıkmışız ve ufukta bir yerlerde, parıltılı armağanı görebiliyoruz. Ortak gerçekliğimizden ve kardeşliğimizden dirayet alarak, cesaret ve kararlılıkla yürüyelim. Gün gelecek Güney Afrika'ya olası en büyük hediyeyi daha insani bir yüzü- ihsan edebilecek durumda olacağız.
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.