Doğuş'ta, "insan kızları" ile eşleşen meleklerden söz edilir. Eski Yunan ve Roma'nın mitoloji
kültürlerinde, kadınlara boğa, kuğu, altın çeşmesi olarak görünüp onları gebe bırakan tanrılar vardır.
Eski bir Hıristiyan inanışına göre, felsefe yetisi insanın kendi hünerinin değil, iblislerle yapılan
yastık sohbetinin bir getirişidir (Cennetten kovulan melekler intikam için tüm bildiklerini ilişki
kurdukları insanlara anlatırlarmış). Benzer öğeler içeren inanışlar dünyanın her yerinde mevcut.
Araplar için cin, Yunanlılar için satir, Hindular için bhut, Samoalılar için hotua poro, Keltler için
dusii hep erkek ifrite karşılık gelen yaratıklar. İblislerin kol gezdiği bir dünyada, onlardan korkan ya
da nefret edenleri türlü öykülerle kandırmak hiç de zor olmasa gerek. Büyücü Merlin'in de bir erkek
ifritin oğlu olduğu söylenirmiş. Platon, Büyük İskender, Augustus ve Martin Luther'in de öyle. Tüm
bir halkın -örneğin, Hunların ya da Kıbrıslıların- iblislerin emrine girmiş olmakla suçlandığı da
olmuş.
Musevi inancına göre ilk dişi ifrit, Tanrı'nın Adem ile birlikte tozdan yarattığı Lilit'miş. Lilit, -
Tanrı'ya değil Adem'e- asilik etmek suçundan cennetten kovulmuş. O günden bu yana da her gece
Ademoğullarını baştan çıkarmaya çalışırmış. Eski İran kültürü ve birçok diğer inanışa göre de dişi
ifritler geceleri döl avına çıkarlarmış. Avila'lı Azize Teresa, Katolik Kilisesi'nce kutsal kabul
edilmiş birçok diğer kadın gibi, karanlık değil ışıktan yapılma olduğunu söylediği bir melekle cinsel
ilişkiye girmiş. On sekizinci yüzyıl sihirbaz ve dolandırıcılarından Cagliostro'nun da Nasıralı İsa
gibi, "cennetin çocukları ile yer" arası bir birliğin ürünü olduğu söyleniyor.
1645 yılında bir gün, buluğ çağındaki Keltli Anne Jefferies, yere çömelmiş ve kendinden geçmiş
olarak bulunur. Çok sonra, kendisine yarım düzine küçük adamın saldırdığını, etkisiz hale getirilip
havada asılı duran bir şatoya götürüldüğünü, tecavüze uğradığını ve eve geri döndüğünü anlatır.
Küçük adamların peri olduğunu söyler. (Jeanne d'Arc'ın yargıçları gibi birçok inançlı Hıristiyan için
aradaki ayrım, fark demek değildir. Periler de iblistir elbette.) Küçük Anne'i korkutmak ve işkence
etmek için geri geleceklerdir. Bir sonraki yıl kız cadılık suçundan yakalanır. Periler büyülü güçlere
sahiptirler ve bir dokunuşla insanı kıpırtısız kılabilirler. Periler ülkesinde zaman çok yavaş akar.
Üreme özelliğinden yoksun bırakılmış olan periler insanlarla ilişki kurar, beşiklerden bebek çalar,
hatta bazen yerine "değiştirme" denen sahte bebekler bırakırlar. Şimdi yerinde bir soru soralım: Anne
Jefferies, perilerin değil, uzaylıların borusunun öttüğü, havada asılı duran şatolardan değil
UFO'lardan söz edilen bir kültürde büyüseydi, anlattıklarıyla bugün bildiğimiz "kaçırılma" öyküleri
arasında herhangi bir fark kalır mıydı?
Sayfa 105