Kitap beni alıp başka diyarlara götürdü. Kitap Stefan Zweıng'ın beş menkıbesinin üçünü içeriyor. İlk menkıbesinde yapmak zorunda olunan pişmanlık anlatılıyor, sessiz kalmanın, sevdiğin insanı diğer sevdiğine tercih etmenin nasıl acılar olduğunu Tanrı'yla hesaplaşırken anlatan Rahel'in acılarını paylaşıyor bizimle. İkinci menkıbede Hz Nuh 'un tufandan sonra gönderilen son güvercinin kimsenin bilmediği o başındam geçen gizemli olayları ve şimdi de hâlâ yaşıyor olmasına inanıldığı güvercinin öyküsünü konu alıyor. Ve son menkıbede ise - en etkilendiğim menkıbe - Virata'nın bir savaş zaferinden sonra yüksek mevkilere çıkıp yargıçlık yapıp sonrasında bir suçlunun gelip ona bazı şeyler söylemesi verdiği hükümler sorgulamasına neden oluyor. Günaha girdiğine inanan Kral'ın da gözdesi olan bu adam Virata bazı şeylerden sonra yargıçlıktan köpek bakıcılığı görevini üstleniyor. Yargıçlık yaparken ki o gösterdiklerin saygıyı artık kimseler göstermiyor bu durum Virata'nın umurunda olmuyor. Öldüğünde ise bir zamanlar birçok ünvanı olan Virata'nın ne bedenini sahiplenecek bir ailesi ne de bir tören yapamayacak kadar ona saygısı azalmış insanlar bırakmıştı ardında...
Benim son menkıbede en çok dikkatimi çeken kısım ve de bence yazarım vermek istediği mesaj şu ki;
İnsanların parası ve işi olunca muhitinde parmakla gösterilen , saygı gösterilen, değer verilen kişi de o dur.
Fakat bir gün yargıçlıktan köpek bakıcılığına geçersen tüm muhitinde artık saygı bile gösterilmeyecek, bir zamanların erdemli insanı olarak anıldığın günleri kimse hatırlayacak ,herkesi bu günkü durumun ilgilendirecek. İnsanlar böyledir asla onlara davranış biçilmez. Hesaba almayıp "YAŞAMAK" gerekiyor. Çünkü onlara bakılırsa her seferinde bişeyleri düzeltmek gerekiyor onlara göre biçimlendirmeye kim hayatımızı.