Dikkat spoiler (sürprizbozan :D) içerir Kitabımızda 2 ana karakterden söz edebiliriz. Birincisi uğruna savaştığı şeyin, sonuçta elde edilenle paralel olmadığını görüp kendini 40 yıl eve kapatan bir Kurtuluş Savaşı askeri. Diğeri, günümüz insanlarından oluşan bir grubun içerisindeki sessiz bir yazar. İkinci karakterimiz kendisini entrikada , sonucu kestirilemez olaylarda , aşk üçgenlerinde ve şüpheyle dolu bir dizi olaylar içerisinde bulacak. Birinci karakterimiz ise bahçesinde kendisini gül yetiştirmeye adayacak ve kitaba ismini verecek. Kitabın en sevdiğim yönü olayları işleyişi ve kitabın sonunda herkesin hikayesinin bir sona bağlanması. Gül yetiştiren adamın 40 yıl sonra evden bir sabah namazına gitmek için çıkması sonucu cami yolu üzerinde gözlemlediği çevre ve bu çevreye hissettiği yabancılık harika işlenmiş. Bu yabancılık yalnız hissetmesine , yalnızlık hissetmesi korkmasına , korkması da etrafına nefret saçmasına neden oluyor. Namaz çıkışında cemaate seslenerek ''Siz hangi millettensiniz ?'' diyecek kadar yaşadığı topluma yabancılaşmış bir halde ve bu insanı çarpıyor. Kitaptaki yazarımızın akıbeti de bir hayli ilginç. Kendisinin Sitare adlı karakterle yaşadıklarından yıllar sonra onun arkadaşı olan Tansel ile birlikte görüyoruz. Ana karakterimizin okuduğu gazeteden Gül Yetiştiren Adam'ın mahkemeye çıkarıldığını görüyoruz. Gazeteyi bir kenarı bırakıp Tansel ile birlikte evlilik hazırlığı için alışverişe çıktıkları sırada geçen diyaloglardan da Sitare'nin intihar ettiğini anlıyoruz. Böylelikle her karakterin hikayesi bir sona kavuşuyor

Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,8bin okunma

12 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Dorukan Doğan