Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tuana Öztunçel
Cinsiyet başlangıçta devlet tarafından atanıyor olsa da hak standartları bağlamında özel yaşama saygı hakkının (4) bir bileşenidir ve kişinin kimliğinin bölünmez bir parçası olarak nitelendirilir. Kimliğin bu bölünmez parçasının neden kişilerin irade açıklaması olmaksızın devlet tarafından belirlendiği ve rızaya başvurulmadan devlet kayıtlarında belgelenip paylaşıldığı sorusu ise cevaplanmamış durumdadır. Devletin kişilerin cinsiyetlerini bilmesi, kaydetmesi ve düzenlemesi gerekliliğini verili olarak kabul etmek, tıpkı hukukun tarafsızlığı nosyonunun baştan kabul edilmesi (Scales, 2019, s. 157-160) gibi, tahakkümün hukuk zeminindeki izdüşümlerini görünmez hale getirmektedir. Toplumsallaşmanın ve yurttaş olabilmenin ön koşulu kişilerin kendileriyle ilgili tüm bilgileri devletle ve diğer insanlarla paylaşması mıdır? Kişi cinsiyetini, inancını, politik görüşünü, etnisitesini, HIV statüsünü bilinir kıldığı ölçüde mi yaşadığı toplumun bir parçası olabilme niteliğine haizdir?(5) Eğer cinsiyet kimliği bir insan hakkıysa, devletin bu hakka müdahalesinin meşru amacı nedir ve bu meşru amaç, ölçülülük testini geçebilecek midir?
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.