Oedipus, hadım edilme endişesiyle babanın yasasına tabi olma etrafında geliştirilmiş bir kuramdır. Kız çocuk, penisi olmadığından dolay kendisini eksik hissettiği için, erkek çocuk ise hadım edilme endişesiyle babanın yasası içerisine girer. Deleuze-Guattariye göre ise Oedipus kuramı aşkınsal baba imgesini kurar. Askansal baba imgesi ise negatif fark ontolojisi üzerinden kurulmaktadır. Çünkü oidipal arzu, eksiklik etrafında oluşmaktadır. Arzunun negatif olmasını Deleuze, Oedipus kuramında çocuğun baba tarafından hadım edilme endişesi ve annesinden yoksun kalmasıyla açıklar. Annenin yasaklanmasıyla, yasaklanana duyulan arzu, bir öze gönderimde bulunur. Dolayısıyla psikanalize göre negatif fark kavrayışına dayalı bir ontolojik düşünce etrafında arzu oluşur. Sinan Kılıç, psikanalizde arzunun negatifliğini ötekinin arzusu olduğu etrafında vurgular. Çocuğun ilk ilişkisinin babanın yasasıyla koparılması, arzunun da ilk olarak engellenmesine, bastırılmasına ve yeniden anneden ayrı, başka bir düzlemde kodlanmasına neden olur. Böylece aile içerisinde şekillenen arzu, babanın yasası tarafından yasaklanmış olanı arar. Arzunun bu yasaklanmayla açıklanma-si da arzuyu hep bir aşkınsal gösterenle açıklayarak, arzuyu bireyin kendi üretim sürecinden koparıp hep bir başkasının arzusuna bağlar. Bu yüzden oedipal arzu bedenler arasındaki ilişkiden ya da bireysel bir fantezi alanından gelmeyip, dışarıdan gelen ötekinin arzusudur. Daha acık bir ifadeyle bireyler, kendi arzularaymış gibi hep başkalarının arzularını yasarlar. Freudcu psikanalizde kimliğin oluşturucu ögesi baskı altına alınan arzudur veya bilinçdışındaki libidodur. (2016: 91-92) Bu sebeple arzu babanın yasağıyla oluşurken, aslında bir başka açıdan da babanın ölmesinin de istenildiği ensest bir arzudur. Babanın yasası içerisinde ensestin yasaklanması enseste duyulan arzudan kaynaklıdır. Deleuze için ise arzu yasaklamanın ürünü değil, tam tersine yasa arzunun ürünüdür.
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.