iğrenç şey mide bulandırırken bile bir şekilde ilgimizi çeker. Üzerimizde etki sahibi olur, ikinci bir bakış atmak isteriz ya da farkında olmadan kendimizi bize iğrendiren şeye ‘ikinci kez’ bakarken buluruz. Arzu ve iğrenmenin çelişen dürtüleri her zaman birbirlerini çözümlemez ve bizi aynı yere götürmez, iğrenme bizi nesneden uzağa doğru çeker, bu çekim neredeyse beden bizim adımıza düşünüyormuş gibi istemsiz gerçekleşir. Bunun aksine arzu bizi nesneye doğru çeker ve bizi diğer bedenlere açık hale getirir. Çekme eylemi bir raddeye kadar benzer görünebilir, fakat başka bir aşamada çekimin yönü ya da eğilimi kişi ile nesne arasında oldukça farklı duygusal bir ilişki yaratır.