Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Aleksandr Bestujev, günümüzde Dumas gibi az okunuyor ama yaşadığı dönemde Marlinskiy müstear adıyla yazdığı renkli Kafkas hikayeleri büyük rağbet görüyordu. Bestujev ve kardeşi, kendi kuşakları ve çevrelerinden birçok kişi gibi Dekabrist Ayaklanması'na katılmıştı. Kardeşi asılarak idam edilmiş ancak kendi canı bağışlanmıştı. Ceza olarak Sibirya'daki bir işçi kampına gönderildi. Birkaç yıl sonra orduda görev yap­mak üzere Kafkasya'ya nakledildi (Eskiden Dragon süvari bir­liklerinde yüzbaşıyken artık sıradan bir erdi). Güneyde geçirdiği dönemde, birçok dile çevrilen ve Rusya sınırlarının dışında da büyük bir hayran kitlesi toplayan Ammalat Bek gibi hikayelerine malzeme topladı. Yazar arkadaşları, Bestujev'in başına gelenleri unutmadı. Kaf­kasya'da seyahat eden Polonyalı büyük şair Mickiewicz, Bestu­jev'le bir garnizonda karşılaştı. "Bestujev'in uzattığı eli kılıcı ve kaleminden koparan Çar, onu bir mahkum arabasına bağlamış­tı" diye yazıyordu öfke içinde. "Kuzeyli Jüpiter tarafından bura­ya zincirlenmiş yeni bir Prometheus" olarak tarif ediliyordu. Bu iddialara destek veren tarihçi İvan Golovin, Kafkasya hakkındaki kitabını arkadaşına ithaf etti. Ancak bütün bu iltifatlar, Bestujev'e aşık olan ve uğrunda canını feda eden Olga Nesterov'un yaptıklarının yanında sönük kalı­yordu. Bu hüzünlü ve fuzuli olay, dönemin romantik gelenekle­rini yansıtıyordu. Ayrıca Slavların duygu ve tutkuları üzerinden hayat bulan ve etraflarındaki narin mizaçlı insanlara dayattığı evhamlı ihtiraslarına hitap ediyordu. Olga Nesterov, genç, latif ve güzel bir kadındı. Dünyaya küsmüş şairi, bütün kalbiyle sevi­yordu. Bir süre mutlu bir birliktelikleri oldu ama Bestujev mut­lu olma yeteneğini kaybetmişti. Belki de bu yeteneğe hiç sahip olmamıştı. Her halükarda, aşkta ve acıda mükemmele ulaşma isteği onu felakete sürükledi. Yakın asker arkadaşlarıyla yemek yerken Nesterov'un sadakatinden övgüyle bahsetti. O ana kadar kimse ilişkilerini sorgulamamıştı ancak o dönemde her şeye şüp­heyle yaklaşılırdı. Yemekhanedekilerden biri Bestujev'in sözle­rini sorguladı. Bestujev, o dönem adet olduğu üzere muhatabını düelloya davet etmedi. Bilakis yaşananlardan keyif alıyormuş gibi görünüyordu. Bahse girdiler. Nesterov, ertesi gün hiçbir şeyden habersiz sevgilisinin odasına gitti. Kimse ne olduğunu bilmiyordu. Bir el silah sesi ve ardın­dan çığlıklar duyuldu. Bestujev, deli gibi koşarak odadan dışarıya çıktı. Göğsünden vurulan sevgilisi, kanlar içinde yerde yatıyordu ama bilinci hala yerindeydi ve papazın çağrılmasını istiyordu. Daha sonra papaz, Nesterov'un Bestujev'in elindeki tabancayı almaya çalışırken kazara vurulduğunu söylediğine yemin ede­cekti (Muhtemelen Nesterov'u canından bezdiren Bestujev, daha sonra yaptıklarından utanıp tabancasını başına dayadı. Neste­rov, silahı almak için hamle yapınca tabanca ateş aldı). Nesterov, sevgilisinin kollarında can verdi. Soruşturma açıldı ama papazın ifadesi Bestujev'i kurtardı. Bestujev kendini kaybetmiş gibiydi. Birden etrafındakilere patlı­yor, sonra sanki peşinden kovalayan varmışçasına atını dağlara sürüyordu. Adeta eceline susamıştı. Ama aşk acısını dindirmek için uğraşan bedbaht arkadaşı Yüzbaşı Allbrandt gibi Bestujev de efsunlanmıştı. Bu iki adam, savaş meydanındaki bütün tehlike­lere meydan okuyordu. Bir gün Abazertzky aşiretine karşı ope­rasyona çıktılar. Karşılarındaki düşman sayısı, Rus askerlerinin beş katıydı. Bestujev ormanda kayboldu. Öldürüldü mü yoksa intihar mı etti? Yeter artık deyip ölüme teslim mi oldu? Bu soru­nun cevabını hiç öğrenemeyeceğiz. Derbent mezarlığındaki mezar taşı ayakta durduğu sürece Olga Nesterov'un aşkı yüzünden manasız bir şekilde hayatını kaybet­tiği unutulmayacak. Tek parça siyah mermerden yapılan bu sade mezar taşının bir yüzünde Nesterov'un adı, doğum ve ölüm tari­hi (1814- 1833) yazıyor. Diğer yüzüneyse solmuş ve dalından ko­parılmış bir gül işlenmiş. Altında tek bir kelime yazıyor: Soudba yani kader.
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.