Fedakar Rus subayları, bu dönemde başlarını kaşıyacak vakit bulamıyordu. Savunulacak o kadar çok cephe, dize getirilecek o kadar çok düşman aşireti, bastırılacak o kadar çok yerel ayaklanma vardı ki....
1849 yılında çok sayıda alay, sallantıdaki Habsburg hanedanını Macar ihtilalcilere karşı korumakla görevlendirildi. Bedin ve Viyana'daki saraylar, bu eşkıyalar karşısında telaşa kapılmıştı. 1848-1849 yılları arasında, Avrupa'daki monarşiler çatırdamaya başladı. Paris sokaklarına kargaşa hakimdi. Viyana ve Berlin'de ihtilal yapılıyordu. 1848 yılının Eylül ayında Kossuth, Macaristan'ın diktatörü ilan edildi. Orta Avrupa'daki siyasi yapı darmadağın olmuştu (Savaş meydanının dışında da önemli gelişmeler yaşanıyordu. Thackeray, The Book of Snobs adlı eserini yayınladı. Rafael Öncesi Kardeşliği kuruldu. California'da altın bulundu. Çartist hareket, rehavet içindeki İngiltere'yi sarstı)
Yeni yılla birlikte Macaristan, Avusturya' dan bağımsızlığını ilan etti. Genç İmparator Franz Joseph sinmişti. Generalleri, yaşanan şiddet dalgasının önüne geçemiyordu. Fransa Kralı Louis Philippe tahttan çekilmiş ve Roma' da Mazzini'nin liderliğinde cumhuriyet ilan edilmişti. Her yerde alarm zilleri çalıyordu. Franz Joseph, yüzünü düzeni tekrar tesis edebileceğini düşündüğü tek adama çevirdi. Avrupa'nın polisi Çar Nikola'dan Habsburg tahtını kurtarmasını istedi. Kralların yönetme hakkının kutsallığına yürekten inanan Çar için bundan daha önemli bir dava olamazdı. Sallantıdaki her taht, kendi konumunu tehdit ediyordu. Derhal harekete geçti. Paskiyeviç'in emrindeki bir Kazak alayı ve yüz elli bin asker, gece batıya yöneldi (Tören alanında gösteri yaparken doğrudan cepheye sürülen bazı alaylar, yanlarına doğru dürüst teçhizat dahi alamamıştı. Macaristan'da yaşanan kriz, Nikola'nın gözünde bu denli acil bir durumdu). Üstün savaş becerileri sayesinde Macarlar, o ana kadar kudretli Avusturya ordusunu püskürtmeyi ve alt etmeyi başarmıştı. A vusturyalılardan daha iyi savaşan Macarlar, yürekten inandıkları bir dava uğruna yani Avusturya'nın boyunduruğundan kurtulmak için mücadele ediyordu. Fakat muazzam büyüklükteki Rus kuvvetleri savaşa dahil olunca bozguna uğradılar. Stendhal'in savaş sanatı tanımı burada işe yaramıştı: "Bütün mesele, savaş meydanına düşmanın her bir askerine karşılık iki asker göndermek." Avusturyalıların saldırılarına direnen Macar kaleleri, Rus toplarına teslim oldu. Macar askerleri, Rus süngülerinin ucunda can verdi. İsyancı halklara karşı daha önce kazandıkları zaferleri hatırlayan Paskiyeviç, Macaristan'ı Majestelerinin ayaklarının altına serdik diye haber gönderdi. Habsburg tahtı, güvence altına alınmıştı. Hatta Habsburgların saltanatı, Romanovlarınkinden birkaç yıl daha uzun sürecekti. Franz Joseph, Rusların tam zamanında imdadına yetiştiğini kısa sürede unutacaktı. Kırım Savaşı patlak verdiğinde, ömür boyu minnettar kalacağını söyleyen Franz Joseph'in sözlerinin boş vaatten ibaret olduğu anlaşılacaktı. Bırakın Nikola'nın yardımına gelmeyi, karşısında yer alacaktı.