Dostoyevski’nin kaleme almış olduğu bu kitap şu ana kadar okumuş olduğum en ilginç kitaplardan biri oldu. İncelemesini yazarken de ana karakterini ve olay örgüsünü anlatmakta en çok zorlanacağım kitap olacak. Kısaca bahsetmek gerekirse Dostoyevski, bu eserinde paranoid şizofreni ve alter egonun etkisiyle hem ruhsal hem de bedensel bir kişilik bölünmesi yaşayan Bay Golyadkin’i ve onun sancılı yaşantısını bize aktarmaktadır. Ama nasıl bir yaşantı! Dostoyevski’nin anlatımıyla olayları Bay Golyadkin değil bizzat ben yaşıyordum sanki. Bir börekçi sahnesi vardı ki kendimi o börekçide sinir krizi geçirirken buldum. Bay Golyadkin yedinci dereceden bir memurdur. Gerek iş yerinde gerekse kendi evinde uşağı tarafından pek ciddiye alınmamaktadır. Kendisinin kişilik bakımından pek çok erdemle donatıldığını oysa diğer insanların bu erdemlerden yoksun olduğunu düşünmektedir. Bazen de kendi kendisini aldığı kararlar ve yaptığı eylemlerden dolayı sorgulayan, ikilemde kalan, bazen kızan bazen de takdir eden, çok sık fikir değiştiren, sonucun kendisi için kötü olacağını bile bile mantık dışı işlere girişen değişik bir kişilik yapısı içindedir. Kendi kafasının içinde sürekli bir çatışma hali yaşamaktadır. Bir gün bu çatışmalar iyice şiddetlenir ve yaşadığı kötü olayların da etkisiyle kendisine tıpatıp benzeyen bir adam görmeye başlar. Artık sadece kendi zihnindeki çatışmalarla uğraşmaz aynı zamanda kendi zihninde yaratmış olduğu kişiyle de uğraşmak zorunda kalır. Bu kişi Bay Golyadkin ile aynı fiziksel özelliklere sahiptir, onun gibi giyinmektedir, onunla aynı evde yaşamakta ve aynı iş yerinde çalışmaktadır üstelik bu kişinin ismi de Bay Golyadkin’dir yani bu kişi Bay Golyadkin’in ikizinden başkası değildir. Aralarındaki tek fark ikinci Bay Golyadkin’in sosyal ilişkilerde çok daha başarılı olup toplum tarafından sevilmesidir. Herkese göre Bay Golyadkin’in ikizi iyi kalpli, yardımsever, esprili ve ahlaklı bir adamdır. Bay Golyadkin göre ise bu ikizi aşağılık bir düzenbazdır ve kendi yaşantısını çalmaktadır. Haksız da sayılmaz aslında çünkü ikizi ortaya çıktıktan sonra herkes Bay Golyadkin’den uzaklaşmış ve Bay Golyadkin’i dışlamıştır. Olaylar bu şekilde cereyan ederken Bay Golyadkin yine çok büyük bir ikilemde kalmaktadır: hem ikizini her anlamda kıskanmakta, onun gibi herkes tarafından sevilmek, başarılı olmak ve onun yaşadığı hayatı yaşamak istemektedir hem de ondan nefret etmektedir. Bay Golyadkin, hayatına giren ikiziyle her anlamda ciddi bir rekabet içine girer ancak girdiği her mücadeleyi kaybeder. Giriştiği mücadeleleri kaybettikçe de sanrıları daha fazla artar sonunda kendisini soylu bir ailenin kızını kurtarmak için seçilmiş bir kahraman gözüyle görmeye başlar. Kızı kurtarma olayı büyüyünce de Bay Golyadkin soluğu Psikiyatri kliniğinde alır. Paranoid Şizofreni: Bireyin düşünce içeriğindeki bozulmalar neticesinde kuşkuculuk, büyüklük gibi sanrıların eşlik ettiği; gerçeğe uygunsuz düşüncelerin olduğu bir bozukluk Alter ego: Bunun tanımını yapmak çok zor ancak bireyin kendi karakterinin çok daha iyi olduğu ya da çok daha kötü olduğu ve bireyin olmak istediği alternatif bir kişilik olarak tanımlayabiliriz kısaca

ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922bin okunma

·

31 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Cemal Zorlu