Caddeler ıslak, yağmurlar boşanıyor
Nemli gözlerinden bulutların.
Ruhum nemli, sağnaklar akıtılıyor,
Buğulu gözlerinden umutların.
Nedir oturan odalarına kalbimin?
Neden bu kadar derin ki özlemin...
Oysa ben alışıktım vedalara,
Yoksa vedaya mı hasret kaldım
Niyedir can çekişmeleri hislerimin?
Ne bir öfke, ne de nefret,
Yer yok en masum duygumda
Kötü karakterlere.
Seni koruyor hüznüm benden bile.
"Gitmek isteyeni tutmaya gerek yok!'
Diye haykırıyorum içime doğru,
Sağır ya en derinlerim,
Duymamaya yeminli.
Kör olması gerekmez miydi de,
Sağır olmayı seçmeye yeltendi.
İz bıraktığım kalbinde
Mutluluklar yeşert diye
Göğe bakan avuçlarım
Dolu bardaktan farksız.
Düzensiz kelimelerimin,
Dağınık cümlelerle savaşı var.
Benim benimle kavgam,
Senin üzerine verilen savaş.
Kazananı olmayan,
Kaybedeni bilinmeyen,
Sevgisi görünmeyen.
Üst düzey tımar hırçınlığım,
Kapadı kapılarını çığlıklarımın.
Geçmiyor, geçmiş olan, geçemiyor,
Mazi geleceğe geçit vermiyor.
Geçse de nice mutlu anılar
Film şeridi gibi vefasız gözlerimden.
Ağlayamıyorum, biliyor musun?
Duygusuzun teki mi oldum,
İçim mi buztan kaleler örüyor,
Anlam veremiyorum,
Anlamlandıramıyorum.
Gel, dokun, ağlat, öyle git.
Gidişine değil, gelişine ağlasın
Gülüşüne vurgun gözlerim.
Gururundan eksik değil gururum,
Doğuşundan yükes gürubum.
Masal prensesiydim ya ben,
Belki bir gün, gerçek de olurum.