Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Freud, “Uygarlık, yaşam kavgasının baskısı altında, ilkel dürtülerin doyumundan özverilerde bulunmak yoluyla kurulmuştur ve her bireyin birbiri ardı sıra topluma katılırken aynı içgüdüsel haz dürtülerinden ortak çıkarlar uğruna vazgeçmesiyle, uygarlık durmadan daha geniş boyutlarda, yeniden yaratılmaktadır. Bu yolda vazgeçilen içgüdüsel güçlerden en önemlisi cinsel olanlardır. Böylece bu içgüdüler yüceltilirler, yani enerjileri asıl cinsel amaçlarından saptırılarak, artık cinsel olmayan, fakat toplumsal bakımdan daha değerli olan amaçlara çevrilirler. Cinsel dürtülerin çok zorlukla kontrol altına alınabilmesinden ötürü, kurulmuş olan yapı aslında sağlam ve güvenceli değildir. Uygarlık çalışmasındaki rolünü yüklenmiş olan bireylerin içindeki cinsel dürtülerin enerjilerinin bu yolundan saptırılmasına karşı her an başkaldırma tehlikesi vardır. Toplum, kendi kültürü için cinsel dürtülerin özgürleşerek, asıl gerçek ereklerine dönmelerinden daha güçlü bir tehlike düşünemez,” der. Biz bu "atavik" dürtülerimizi, toplumun kurallarına uyum sağlamak için bastırırız. Freud'a göre, cinsel dürtülerimiz bastırılamayacak kadar güçlü olduğundan, genellikle bilinçaltından "geri gelerek” bilinçli davranışlarımızı da etkilemeye başlarlar.
Sayfa 304Kitabı okudu
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.