Fuat Köprülü 20. Yüzyıl'ın başında İstanbul'da kendi kendini yetiştirmiş bir bilim insanımızdır. Kendi konusunda ortaya attığı yenilikler ve dünyaya etkisi bakımından herhalde Türk tarihinin ortaya çıkarabildiği en önemli birkaç bilim insanından biridir.
Beni çok ilgilendiren soru ise, Köprülü'nün 20. Yüzyıl'ın başındaki çorak ve çok sıkıntılı İstanbul ortamında nasıl yetişebildiği, bilim yapma yöntemlerini nasıl edinebildiğidir. Bunları Avrupa eserlerinden okuyup öğrenmiştir demek yetmez; zira, Köprülü'nün uğraştığı konularda o tarihlerde Avrupa'da bile onun izlediği bilimsel yöntemleri bilen ve/veya uygulayabilen tarihçi sayısı pek azdı. Köprülü büyük ve çok haklı şöhretini Avrupalı tarihçilerin adam gibi yöntem kullanmayı bilmediklerini onların yüzüne vurarak yapmıştır.
Peki bu adam nereden çıkmıştır? Mercan İdadi'sinde mi öğrenmiştir bu şekilde düşünmeyi, yoksa beğenmeyip yarım bıraktığı, hocaları arasında Celalettin Arif gibi hocaya soru sormayı terbiysizlik addedecek kadar ilkel insanların bulunduğu Hukuk Mektebi' nde mi? Köprülü hangi çevrelerde dolaşıyordu genç bir insan iken ve bu çevrelerde ona sonra kendisini şöhrete ulaştıracak düşünce tarzını öğretebilecek kişiler var mıydı?
Var idiyse bunlar kimdi? Kendileri hangi başarıların mümessilleriydiler? Onlu yaşlarında şairliğe heveslenen genç Köprülü nasıl bu kadar keskin düşünebilen, sıkı bir eleştirmen ve bilim adamı olabilmiştir birkaç sene gibi kısacık bir zaman içinde? Ben bu sorulardan bazılarını öğrencisi, kendisi de büyük bir tarihçi olan Halil İnalcık'a yönelttiğim zaman Halil Hoca tek kelimeyle cevap verdiydi: Dâhi! Köprülü muhakkak bir dahiydi, ama ona dâhi sıfatını vermek, onu anlamamıza, onun içinde yetiştiği çevreyi bilmemize, onu yaratan süreçleri tanımamıza yetiyor mu?
Köprülü, ulusumuzun son yüzyıldaki en büyük bilim insanı daha yakından tanınmaya değmez mi?