Orhan Kemal'in Suçlu kitabındaki Cevdet gibi Şeker Portakalı kitabını bitirdiğimde de Zeze'yi orada bıraktığıma üzülmüştüm. Dünyadaki en yakın (belki de tek yakın) dostu Portekizliyi kaybettikten sonra 6 yaşında yataklara düşmüş, güçsüz ve umutsuz kalmıştı.
Güneşi Uyandıralım'da 12 yaşında tekrar çıkıyor karşımıza, ailesini yoksulluk batağından çıkarması için evlatlık verilmiş halde, bambaşka bir şehirde yeni bir hayatla. Çocukluk ile gençlik arasında kaldığı bu yıllarda kendisine 2 yeni hayali kahraman yaratıyor; Cururu Kurbağası ve Maurice. Şimdi tüm korkusu bu ikisinin de onu terk etmesidir.
Bir de okulda en sevdiği öğretmeni Peder Fayolle. Fayolle ayrıca bir kitap olur muydu, olsa nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyorum.
Şeker Portakalı kadar güzel olmasa da bu kitabını da severek okudum.