Kartaca İkinci Pön Savaşı felaketinden sonra bir şekilde kendine gelmeyi başarmıştı.
Tazminat ödenmiş ve şehrin ticareti yeniden canlanmıştı. Fakat Roma Senatosu'ndaki şahin politikacılar şehrin yıkılmasında kararlıydılar: Bizim yaşlı Cato olarak bildiğimiz Marcus Porcius Cato, her konuşmasını delenda est Carthago ("Kartaca yıkılmalıdır!") sözleriyle tamamlamasıyla ünlüydü. Bunun bahanesi Kartaca'nın, Roma yanlısı komşusu Numidya Kralı Masinissa'nın saldırılarına karşı kendini korumak için attığı gönülsüz adımlarda bulundu. MÖ 149 yılında Centuria Meclisi savaşa onay verdi. Kartaca, rehineleri ve (2000 mancınık içeren) tüm savaş matèriel'ini teslim ederek ümitsiz bir barış çağrısı yaptı. Fakat her talep karşılandığında, Romalılar ta ki Kartacalılar'dan kıyıdaki şehirlerini terk etmelerini ve iç taraflara çekilmelerini isteyene dek yeni şartlar eklediler: Bu tüccar bir halk için yok etmeye yönelik bir cezaydı. Bunun üzerine Kartacalılar istihkamlarını güçlendirmek, cephanelikleri yenilemek, askerlik eğitimi vermek ve ambarları doldurmak için canhıraş çalışarak silahlı direniş için hazırlandılar. Romalılar'ın bir yaz sürmesini bekledikleri sefer, dört yıl süren zorlu bir kuşatmaya dönüştü (MÖ 149-146). Publius Cornelius Scipio Aemilianus sonunda komutayı eline aldı. Pydna galibi Aemilianus, Paullus'un öz oğlu ve Hannibal'i yenen Scipio Africanus'un evlatlık torunu olarak, Roma'nın emperyal misyonuna ilişkin benzer bir görüşü paylaşan iki büyük aristokrat ailenin, Scipiones ile Aemilii'nin birleşmesini temsil ediyordu.