Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kolunu uzattı, sıçrayarak vapurla yarış eden iki büyük yunusu gösterdi. Sevinçle, "Yunuslar!" dedi. O zaman, ilk olarak gözüm, sol elinin yarısına kadar kesik olan işaret parmağına takıldı. Bağırdım: "Parmağına ne oldu, Zorba?" Yunuslara o kadar sevinmediğimden gücenmiş bir halde karşılık verdi: "Hiç!" "Makine mi kaptı?" "Ne makinesi sayıklıyorsun yahu? Ben kendim kestim." "Kendin mi? Neden?" Omuzlarını kaldırdı. "Sen ne anlarsın, patron?" dedi. "Sana bütün sanatlarda çalıştığımı söylemiştim. Bir kez de çanakçılık yaptım. Bu sanatı delicesine seviyordum. Sen bir toprak çamuru alıp ondan ne istersen yapmanın ne olduğunu bilir misin? Çark fırr der, çamur şeytan çarpmış gibi döner ve sen onun başında şöyle dersin: Sürahi yapacağım, çanak yapacağım, kandil yapacağım, şeytan yapacağım! Ben sana derim ki, bu insan olmak demektir: Yani, Özgürlük." Denizi unutmuştu, artık limonu ısırmıyordu, gözünün bulanıklığı yok olmuştu. Sordum: "Peki, ya parmak?" "Şey işte, çarkta işime engel oluyor, araya girip tasarılarımı bozuyordu. Ben de birgün keseri kaptım..." "Canın yanmadı mı?" "Nasıl yanmaz! Odun muyum ben yahu? İnsanım, elbet canım yandı. Ama sana diyorum ki, işime engel oluyordu; bunun için kestim!" Güneş battı, deniz biraz yatıştı, bulutlar dağıldı. Akşam yıldızı gökyüzünde çan gibi sallandı. Denize, gökyüzüne bakıp düşünceye daldım.
Sayfa 27 - Can YayınlarıKitabı okudu
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.