"Ama unutma ki aşağılık dünyadasın"
Böyle katman katman açılan, doğrusal bir zamansal çizgide ilerlemeyip bizi oradan oraya savuran kitapları seviyorum. Geçmişte miyim şimdide mi, bu karakterden daha önce bahsetmiş miydi diye bocalarken bir bakıyorum hikaye beni içine alıvermiş. İlerledikçe de hilesini anlayamadığım için hayran kaldığım bir sihirbazlık numarası izlemiş gibi "Nasıl böyle etkileyici şekilde yazabilmiş?" diye hayran kalıyorum.
Kelimelerin, cümlelerin bütün kederiyle, bütün öfkesiyle okura saldırıyor Magda Szabo . Bol bol iç monolog okuyoruz ki benim çok sevdiğim bir tarz daha.
Estzer için niye antikahraman yorumu yapılmış sık sık bilmiyorum. O kadar güçlü, öyle cefakar bir kahraman yaratmış ki yazar kurgu karakter olduğuna, yaşamadığına inanamıyorum. İyilik yapmayı umursamayan bir karater yaratmış çünkü hiç iyilik görmediği için iyiliği bilmiyor, çok yalnız, çok dışlanmış. #232519540
Savaşın yıkıcılığını bize kopan kollar, bacaklar; dağılan aileler yerine hatıraların kaybolmasıyla, sosyal statütünün değişmesiyle, bazı kötü şeylerin artık o kadar kötü gelmemesiyle anlatmış. Sevgisizliği, kupkuru kapkara kıskançlığı, öfkeyi, bencilliği içimden kitaba taşmış gibi hissederek okudum.
Muazzam bir kitap.