Dünyanın delik deşik atlasında, saklı bahçelerin lekeli haritasında, hiç kimse, herkes demekti. Herkesse hiç kimse tabii. Düştüğümüz bu bahçedeki herkes, hiç kimsenin hikayesini kendine aitmiş gibi okumalı, icabında sırtında bir yara gibi taşımalıydı. Çünkü biricikliğe meftun yaralılar kabul etmek istemeseler de bütün yaralar aynı kanardı ve onları iyileştirmenin tek yolu hepsini aynı kabukla bağlamaktı.