Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

SOFALAR & SOFRALAR
Eskiden evlerimizin sofalarına kurulan o bereketli sofralar ne güzeldi. Bu sofralarda çeşit az olsa da tat ve bereket çok idi. Şimdilerde ise çeşit çok fakat tat yok. Sahi o sof(r)alara tadı veren ne idi? Yemekte kullanılan katı yağ mı? Yoksa şimdilerde kullandığımız ama o zamanlarda olmayan baharatlar mı? Yemeklere tadı veren neydi? Tadı alan dilimizdi oysa. Dili geçtikten sonra boğazdan geçip mideye inen tüm yemekler aynıydı. Demek ki tadı veren dil ise tatlı dilli olmak yemeklere de geçen bir şeydi. Yani maharet yemeklerde değil, sofrada olanlar ve olanların dil(ler)indeydi. Yemek çeşitliliğinde değil, sofradaki kişilerin çeşitliliğindeydi. Sofradaki anne, baba, kardeş, çocuk, amca, hala, dayı, teyzelerin varlığı tat kaynağı idi. Şimdilerde bu sofraların yerini, çeşidin bol olduğu ama etrafının boş olduğu bir dil hali aldı. Tabi bu boşluk da sosyal medya paylaşımları ile doldurulmaya çalışılmaya başlandı. Oysa aranılan tada ulaşma yolu bu değildi; bu olsa idi yemekten sonra sodalara, mide koruyucularına, kolestrol ve obezite ilaçlarına sığınılmazdı. Velhasıl kelam sofralara tadı veren kaynaklar sofralarımızdan eksildi. Eksik kaynakları tamamlayalım ve o aradığımız lezzeti yakalayalım. Lezzet kaynağı olan dildeki marifeti ortaya çıkaralım. Hadi bugünden itibaren o istenilen sofralarda bir araya gelip zaman makinesinde yolculuğa başlayalım. Anılarda kalacak güzel anların sofra dil'ini paylaşalım. Sofra tadında bir hayat umuduyla…
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.