Semerkand ardından okumanın daha iyi olacağını tavsiye edenler olduğundan öyle yaptım. Tavsiyem de bu yönde. Bartol, tamamen tarihi bir gerçekliği sunmaktan ziyade bu gerçeklikle edebiyat yönünü ortaya koymayı tercih etmiş. Kitabın özüne ulaşmak ve esas konuyu kavramak için uzun. Ama bir yandan insanın amacı uğruna neler yapabileceği neler düşünebileceği korkutucu şekilde yansıtılmış.
Esas mesele inancın sağlamlığı mı, yoksa neye ve hangi amaca inandığın mı? Fedailerin Kalesi Alamut bunu iyi hissettiriyor.
Kitapta bana sığ gelen yerler de oldu. Örneğin, çok güçlü bir profille yansıtılan İbni Tahir'in, Nizamülmülk'ün ölümü esnasında Hasan Sabbah'ın yalancı olduğuna ikna edilmesi, ardından Hasan Sabbah'ı öldürmeye giden İbni Tahir'in, çok hızlı ve kolayca Sabbah tarafından ikna edilip özgür bırakılması gibi.
Kitap birşeyler ögretmekten ziyade, ögrenilmesi gereken tarihi aşılıyor.