İnsana bir kez verilen yaşamın insan için değeri ölçülemez. İnsanın kendisi olamadığı, doğuştan getirdiği potansiyeli gerçekleştiremediği,kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda kurgulayamadığı yaşamlar, mutlu yaşamlar olamaz.. insanın yaşamdaki mutluluğunun ölçüsü nasıl dili, dini ve rengi olmamalıysa, cinselliği de onu belirleyen, tanımlayan bir unsur olmamalı. İnsan cinselliği nedeniyle yargılanmamalı. Toplumun en derinlere işlenmiş normları ve kuralları çoğu zaman özgürleştirici olmaktan çok bizi belli kalıplara sokup mutsuz eder. İnsan yeryüzünde kendisi olabildiği sürece mutludur. Farklılıkların zenginleştiriciliğine inanan bir uygarlık kurgulanması gerekiyor.