Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

(...) Âkif, İngilizleri bundan ayrı tutar, daha doğrusu diğer Batılı milletleri aynı mütâlaa eder. Fakat Çanakkale'deki asıl kuvvetli İngilizler'dir ve onların Türklük ve İslâmlık dünyası üzerindeki emperyalist emellerinin farkındadır. Bir İngiliz'in ağzından bu emelleri de şöyle anlatır: Ne söyleyip duruyor, görmedin mi İngiliz'i: "Üzülmeyin, yaşamaktan kesin ümidinizi!" Hakikat ortada manâsı var mı evhâmın? Bilirsiniz ki: Mısır, kâinat-ı İslâm'ın O sıska gövdesi üstünde âdeta kafası; Diyâr-ı Hind ise, göğsünde kalb-i hassâsı; Sizinkiler de, kımıldamak isteyen koludur. Biz İngilizler'in olup hali önceden müdrik; O heybe pençeyi taktık, o göğse yerleştik. O halde bir kolu kalmış ki bizce çullanacak, Yolundadır işimiz bağladık mı kıskıvrak! Hem öyle zorla değil, çünkü "fikr-i kavmiyyet" Eder bu gâyeyi teshîle pek büyük hizmet. O tohum-ı lâneti baştan saçıp da orta yere, Arapla Türk'ü ayırdık mı söyle bir kerre, Ne çırpınır kolu artık, ne çırpınır kanadı; Halifenin de kalır sade bir sevimli adı! Donanmamızla verip, sonra, şarkı velveleye, Birinci hamlede bayrak diker Çanakkale'ye; İkinci hamleye Dârül'l-hilâfe der çekeriz!
Atatürk Kültür Merkezi Yayınları /Almanya - Osmanlı münasebetlerinden bahseder yazar, yazının öncesi ona dayanır. İngilizler özgün sinsiliğiyle pekala meydandadır..
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.