Gönderi

"Reenkarnasyon doğru mudur bilmiyorum ama ölüme yakın deneyim araştırmalarındaki benzer bulguları hatırlıyorum yeniden. Bedenimizin her noktasını kendimiz seçiyorsak anne karnında, önceki hayatlarımda tecavüze uğramış bir kadın olarak kendime böyle kalın bir koruyucu kalkan seçmiş olmamı doğal buluyorum. Üstelik, rahmim de kapalı doğuştan. Cenin pozisyonunda kıvrılıp uyuyor gibi. Uyanmayı ve kendisini açmayı hiç istemiyor gibi. Ailemdeki hiçbir kadında olmayan özellikler bunlar. İlginç olan ise şu. Siz bedeninize etten bir duvar da örseniz dış tehditlerden korunmak için, aldığınız önlemler yine sizi vurmak için size karşı birer silaha dönüşüyor, eğer kadınsanız. Mesele bu duvarın ne varlığı ne yokluğu, ne inceliği ne kalınlığı; bunların her biri bahane oluyor insanlar sizi ve bedeninizi özne değil de nesne olarak görünce. Her bedenden, her zamandan, her coğrafyadan, her yaşayıştan kadının türlü acısını taşıyorum ruhumda. Güzel de olsa çirkin de, zengin de olsa fakir de, cahil de olsa bilge de bir kadın, olaylar, kişiler, zamanlar, mekanlar değişse de hiç değişmeyen ve sürekli kendisini tekrarlayan acılar bunlar. Bu acıları bize çektirenler, bu adamlar değil. Bu acıları bize çektirenler ailemiz ve toplum, bu acıları bize çektiren, kültür; o adamlar hem buna yaslanarak hem de bundan dolayı böyle davranıyor bize."
·
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.