Zülfü livaneli'nin okuduğum bütün kitapları gibi ben de bıraktığı etkisi çok fazla oldu. Kitap aslında bir aydır kitaplığımdaydı neden daha önce okumadım dediğim bir kitap oldu. Bu kitaptan bu kadar etkilenmemin sebebi IŞİD dönemlerinin ve Suriye sorunlarının başladığı yıllarda Şanlıurfa'da olmamdı diye düşünüyorum. Çadırkent'te yaşananlar, çocuklar, kadınlar, yaşlılar hala gözümün önünden gitmez kitabın her cümlesinde gözlerimi kapatarak o günleri tekrar yaşadım. Kitapta geçen "Ben bir insandım." cümlesini iliklerime kadar hissettim. Dil, din, ırk farketmeksizin hepimiz bir insan değil miyiz aslında. Dünyanın bir yerlerinde zulümden işkenceden kaçmak zorunda olan meleknaz'lar, nergiz'ler, çocuklar, bebekler olduğunu biliyor olmak yüreğimi kanatıyor. Ortadoğunun dinmeyen acının, kanın ve acıların Hüseyin ile Meleknaz'ın yaşadıkları üzerine sürükleyici bir roman .
Çok insan ölmüştü orada çürüyorlardı. Ezidi aileler gördük çoluk çocuk, yaşlı, genç birbirlerine sarılıp can vermişler.