Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Soy sopla övünmek
➡️Ben Cenâb-ı Hak’tan gelecek şeyler için sizlere fayda­lı olamam. Benim amelim benim için, sizin ameliniz de sizin içindir.” hadisi şerif ➡️“Ümmetimin helâk olması üç şeyden ileri gelecektir: 1. Kaderiyye (Fertler, kendi fiillerini kendileri yaratırlar, diyerek Allah’ın takdir ve iradesini kabul etmeyenler.) 2. Unsuriyet, (ırkçılık) dâvası gütmek, 3. Dinî mes’elelerin rivâyetinde titiz davranmamak.” ➡️Soy sop üstünlüğü dâvasında bulunmanın ne derece tehlikeli olduğunu beyan sadedinde aşağıdaki hadîs-i şerifler de ne kadar dehşetli bir tehdidi ihtiva etmektedirler: “Her kim kâfir olan ecdadından dokuz tanesinin ad­larını sayarak, ululuk ve asalet taslamak kasdiyla, ‘Ben filânoğlu filânım.’ diyerek onlara mensup olduğunu söylerse, Cehennem’de onların onuncusudur.” hadisi şerif “Kavmiyet dâvasına çağıran, bizden değildir. Kavmiyet uğruna savaşan da bizden değildir. Keza kavmiyet dâvası üzerine ölen de bizden değildir.” ➡️“Kavmiyet dâvasına çağıran, bizden değildir. Kavmiyet uğruna savaşan da bizden değildir. Keza kavmiyet dâvası üzerine ölen de bizden değildir.”4 “…Kim kavmiyetçilik dâvası güderse, Cehennem’de iki dizi üzerine çökecek olanlardır.” Dediler ki: “Ey Allah’ın Resulü, oruç tutsa da namaz kılsa da mı?” “Evet!” cevabını verdi. “Oruç tutsa da, namaz kılsa da.” hadisi şerif ➡️Resûlüllah (S.A.V.), Allah’a (C.C.) hamd ederek sözüne başladı ve cemaata şöyle bu­yurdu: “Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız Âdem birdir. Dini­niz birdir. Dikkat edin, Araplık sizin için annelik ve babalık değildir. O sadece bir lisandır. Kim Arapça konuşursa o Arap­tır.” ➡️Şüphesiz her insana sa’yü gayretinden ve kendi emeğinden başkası verilecek değildir. (Herkes ancak hak ettiğine ve sebep olduğu kötülüklere erişecektir. İnsana gereken çalışıp emek vermek, maddi ve manevi kazanımlarını böyle elde etmektir.) Necm 19. Ayet meali ➡️Ey insanlar, gerçekten Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık (Hz. Adem’le Hz. Havva’dan türetip çoğalttık). Ve birbirinizle (kolaylıkla) tanışmanız (ve farklı yetenek ve faziletlerinizden yararlanmanız) için sizi (değişik) kavimler ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim ve değerli) sayılanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca (kötülükten sakınma, iyilikte yarışma konusunda) en ileride olanlarınızdır. Şüphesiz Allah (her şeyi hakkıyla) Bilendir, Habir’dir. Hucurat 13. Ayet meali ➡️Hz. Ebu Bekir (r.a) kendisi övüldüğü zaman, utancından ve Allah korkusundan dolayı el açıp şöyle dua ederdi: "Ey Rabbim! Sen beni benden daha iyi bilirsin. Ben de kendimi başkalarından daha iyi bilirim. Ey Âlemlerin Rabbı! Halkın bende zannettiği iyilik ve faziletleri bana nasip et ve bende olup halkın bilmedikleri günahlarımı af et! Söyledikleri güzel özellikler karşılığında beni, kendini beğenmişlik ve gurur gibi şeylerden koru!" ➡️ “Ey İnsanlar!.. Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Arab'ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır.” hadisi şerif ➡️“Allahü Teâlâ, kıyamet günü bütün canlılar; mahşer yerine topladığı vakit, yakındakiler gibi uzaktakiler de aynı şekilde duyacakları bir sesle karşılaşırlar. Bu ses, şöyledir: ‘Ey insanlar! Sizi yarattığımdan bugüne kadar, hep ben sustum da sizi dinledim. Bugün siz susunuz da beni dinleyiniz. Bugün size amellerinizin karşılığı verilecektir. Ey insanlar! Ben sizin aranızda bir neseb, asalet koydum; siz de kendi aranızda bir neseb tayin ettiniz. Benim koyduğum nesebi düşürdünüz ve kendi nesebinizi yücelttiniz. Ben, en şerefliniz, en çok müttakî olanınızdır, dedim. Fakat siz, buna yanaşmadınız da falanzâde, falan dediniz. İşte bugün ben de sizin koyduğunuz asaleti düşürür ve kendi koyduğum asaleti yüceltirim. Müttakîler nerede?’ Hemen müttakîler için bir sancak çekilir, onlar bu bayrağın ardına takılır, yerlerini alır ve hesapsız olarak Cennet’e girerler.” bk. Taberânî, “Evsat”ında, Hâkim, “Müstedrek”inde... İmam-ı Gazâlî, “İhyâ-yı Ulûmi’d-Dîn”, Bedir Yay., c. 4, s. 296. ➡️ Tekasür süresi açıklamalı meali ➡️1. Ayet Servet, aşiret, parti ve şan şeref gibi konularda) Çoklukla (ve çoğunluğa sahip olmakla) övünüp avunmak, sizi (sürekli) oyalayıp gaflete sevk etmişti. (Kendinizden geçirmişti.) 2. Öyle ki (bu durum övünmek ve böbürlenmek için) mezarlarındaki (geçmişlerinizi) ziyaretinize (veya ölüp kabre gidişinize) kadar sürüvermişti. 3. Hayır; ileride (ne boş şeylerle övünüp avunduğunuzu) bileceksiniz. 4. Yine hayır; ileride (elbette ve kesinlikle gerçeği görüp) bileceksiniz. 5. Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle (ahireti ve akıbetini keşke) bilseydiniz! 6. Andolsun, (zalimler için hazırlanan) o çılgınca yanan ateşi de elbette (ön)görecektiniz. 7. Sonra onu, (zaten) gerçekten yakîn gözüyle (ayne’l yakîn) göreceksiniz. 8. Sonra da o gün, (size verilen her) nimetten mutlaka sorguya çekileceksiniz. ➡️Onları küçümseyerek ve önemsiz görerek) “İnsanlara yanağını şişirip (yüzünü çevirip büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez (ve onları alçaltır).” Lokman 18. Âlimlerin çoğunluğuna göre sûre Kureyş kabilesine bağlı Abdümenâf ile Sehm kollarının, Mekke'de yaşayan mensupları ve ölüleriyle övünmeleri üzerine nâzil olmuştur. ➡️“Bir kimsenin cahiliye âdetince, kavim ve kabilesine intisab ederek (onlardan yardım taleb ettiğini) ve onlarla şereflendiğini duyacak olursanız ona: 'Babanın bilmem nesini ısır!' deyiniz. Ve bunu açık açık söyleyerek, îmâ ve kinayede de bulunmayınız.” Bu hadisin sahih olduğu rivayet edilmiştir. Hadiste geçen ‘babanın bilmem nesini ısır’ cümlesindeki ‘bilmem nesini’ deyimi ‘elhenu’ kelimesinin çevirisi olarak verilmiştir. Arapça’da bu kelime, anması veya söylenmesi çirkin olan şeyler için kinâye olarak kullanılır. Hadis şerhlerinde bu kelimenin zeker, ferc ve eyr’den istiâre olduğu belirtilmektedir.(3) Peygamber Efendimiz (asm), bütün sohbetlerinde itidal, nezaket ve güzel sözle açıklamalarda bulunduğu halde, kavmiyetçilik ve ırkçılık dâvası güdenlere karşı, gayet sert davranmış ve onları tahkir ve rezil edici ifadeler kullanmıştır. Resûlüllah Efendimizin (asm) ırkçılığa karşı ümmetini uyanık tutması ve ırkçılığın ne kadar çirkin bir şey olduğunu göstermesi bakımından bu hadîs, fevkalâde dikkat çekicidir. Eğer ırkçılığın ne kadar çirkin olduğunu gösteren başka hiçbir hadis olamasaydı, sadece bu hadîs-i şerîf bile kavmiyetçiliğin, ırkçılığın, soyunu üstün görmenin ne derece adî, rezil, alçak bir fitne unsuru olduğunu göstermesi bakımından yeterli olurdu. Hadîste geçen bu ağır tabirler, kavmiyetçiliğin fenalığını göstermek ve Müslümanları bu fitneye karşı uyanık tutmak içindir.
··
120 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.