Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 günde okudu
Ronalda olunmaz, doğulurdu. Hala öyle mi?
Hiçbirimiz rastgele özelliklerle dünyaya gelmiyoruz, anne babalarımızdan "gen" denen bilgiler alıyoruz ve bu bilgiler vücudumuzdaki olayların işleyişini belirliyor. Böylece boy, kilo, göz ve ten rengi, zeka seviyesi, hastalıklara yatkınlık gibi birçok özelliğimizin temelleri daha biz doğmadan atılıyor. Elbette hayattaki uğraşlarımız ve alışkanlıklarımız da bizi etkiliyor ama sivri ucu kağıda batırılmış pergel misali gidebileceğimiz yerin de bir sınırı oluyor. Bazılarımız ciddi hastalıklarla doğacak kadar şanssız, bazılarımızsa büyük avantajlarla doğacak kadar şanslı oluyor. İşte burada neden sonradan Ronaldo veya Messi olamayacağınızı, öyle doğmanız gerektiğini görüyorsunuz, başarınızı belirleyen tek faktör çok çalışmak değil, aynı zamanda ona uygun bir altyapıya sahip olmak. Siz bazı avantajlara sahip olmasanız da çok çalışarak iyi bir futbolcu olabilirsiniz ama genetiği yüzünden solunum veya kalp hastalıklarıyla dolu biri bunu da yapamaz. Bu durum adaletsiz gözüküyor olabilir ama elimizden bir şey gelmiyor. Şimdilik... İnsanlar antik çağlardan beri ebeveynlerden çocuklara bazı özelliklerin aktarıldığının farkındaydı, bu yüzden yetiştirdikleri bitki ve hayvanlardan istenen özelliğe sahip olanları (çok süt veren inek vb.) birbirleriyle çiftleştirip çoğalmalarını sağlıyordu. Ne zaman ki insanlar bu aktarımın nasıl gerçekleştiğini anlamaya başladı, o zaman "genetik" bilimi doğdu. Eskiden genetik biliminin sınırları çok daha dardı, daha bilinçli çiftçilik yapmaktan ve genetik hastalıkları öngörmekten ileri gidemiyordu. Çünkü genler bir nevi yaratılışın kendisiydi, onları asla kontrol edemiyorduk, sadece anlayıp en iyi şekilde faydalanabiliyorduk. Ama zamanla bu algı kırıldı, artık biliyoruz ki genetik bilgi değiştirilemez ilahi bir metin değil, doğadaki maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuş ve düzenleyebileceğimiz bir sıradan bir şey. Ama tarih boyunca kaderle bir tutulan genlerimizin değiştirebileceğimiz bir şeye dönüşmesini insanlık nasıl karşılayacak? Genlerin değiştirilebildiğinden bahsettik, bunu CRISPR teknolojisine borçluyuz. CRISPR sayesinde canlıların genlerini değiştirmek için yapay seçilimden çok daha hızlı ve kontrollü bir yol var elimizde. Bu sayede daha kaslı polis köpekleri, yavru köpek büyüklüğünde domuzlar veya raf ömrü çok daha uzun meyveler üretebiliyoruz. Bunların yanı sıra basit genetik hastalığı olan insanları iyileştirebiliyoruz. "Basit" dedim çünkü çevresel faktörlerden fazla etkilenen ve birçok genle ilişkisi olan hastalıkları çözmek için CRISPR yeterli değil. Genetik hastalıkları iyileştirmek, bitki ve hayvanları istediğimiz gibi üretmek... Hepsi kulağa çok güzel geliyor, değil mi? Ne var ki CRISPR'ın yapabilecekleri bunlarla sınırlı değil. Size tasarlanmış bebeklerin mümkün olduğunu söylesem ne hissedersiniz? Hatta Çin'de HIV virüsüne karşı daha dayanıklı olmaları için özellikle tasarlanmış bebeklerin doğduğunu? Peki ya HIV'e daha dayanıklı olması için yapılan müdahalenin Batı Nil Virüsüne karşı direnci azalttığını söylesem? Burada biraz kafanız karışmıştır. O halde size kötü bir haberim var: Bilim insanlarının da kafası karışık. Gelecek nesilleri daha iyi olduğunu düşündüğümüz özelliklerle donatmalı mıyız, yoksa işi akışına mı bırakmalıyız? Bu teknoloji bir diktatörün eline geçerse ne olur? Ya gelecek nesilleri ön göremediğimiz bir tehlikeye karşı savunmasız bırakırsak? Tasarlanmış bebekler zengin ve fakir arasındaki uçurumu daha da arttırır mı? Sorulması gereken çok soru var ve CRISPR teknolojisinin geliştiricilerinden biri olan Nobel ödüllü bilim insanı
Jennifer A. Doudna
Jennifer A. Doudna
da bu konuya kafa yoran birisi. Ama bu konunun sadece bilim insanları tarafından değil, her kesim tarafından tartışılması gerektiğine inanıyor çünkü tarım, eğitim, adalet, tıp, güvenlik gibi birçok alan bu teknolojiden etkilenecek. Bu nedenle de
Yaratılıştaki Çatlak
Yaratılıştaki Çatlak
kitabını yazdı. Burada CRISPR'ın ne olduğundan, geliştirilme sürecinden, nerelerde kullanıldığından ve gelecekte kullanılabileceğinden, bu konudaki etik tartışmalardan, bazı kararlardan, olası faydalardan ve tehlikelerden detaylıca bahsedilmiş. Bu açıdan konu hakkında hiçbir fikriniz olmasa bile okuduktan sonra bilgili ve az çok fikir sahibi olmanızı sağlayabilecek bir kitap. Bazı noktalarda teknik detaylara fazla girilmesi, biyolojiye merakı olmayan biri için okumayı zorlaştıracaktır ama CRISPR'ın elektrik, internet, matbaa gibi tarihe yön verecek bir teknoloji olduğu düşünülürse buna değecektir. Zaten bu konulara meraklı biriyseniz de merakınızı hem besleyip hem derinleştirecek, okuduktan sonra iyi ki okumuşum diyeceğiniz bir kitap.
Yaratılıştaki Çatlak
Yaratılıştaki ÇatlakSamuel H. Sternberg · Koç Üniversitesi Yayınları · 201898 okunma
·
3 artı 1'leme
·
929 görüntüleme
Yiğit Baran okurunun profil resmi
En çok uğraştığım inceleme oldu sanırım, inşallah faydası olur :) CRISPR hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorsanız Evrim Ağacının bu konudaki videoları da güzel özet geçiyor.
Alone okurunun profil resmi
Ellerine sağlık 🧬🧬🌷
Yiğit Baran okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🧬🧪🧬🧪
Hilal okurunun profil resmi
En iyisi gelene kadar en iyisi buu 👏👏 Ellerine sağlıkk
Yiğit Baran okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.