Yoksulluğun, zulmün ve topyekun ahlaki yozlaşmanın kaynağında da kapitalizmi görür. Kapitalizm, "dostluk denen insandaki ilahi cevherin yok edildiği dünyalar" kurar Topçu'ya göre, "insanın ruhi varlığıyla baş başa dost yaşaması"nın önünde engeldir. İstismarın ve sınıflaşmanın/eşitsizliğin tarihsel kaynağı olarak işbölümüne işaret eder. Bizzat ticarete, -yozlaşmamış haliyle de-, şüpheyle yaklaşır. Tüccarı, ruhen ve ahlaken "aldatmasını bilen", menfaatperest kişi olarak görür: "Bütün serbest ticaret sahası, adi bir politika ile birleşen tembelliğin barındığı alemdir." Üretmeye, hizmete, ihtiyaca değil kara bakan "sorumsuz sermaye", "tüccarın hayvani kahkahalarına kefen olacak"tır. Sermaye, hem ferdi hem devlet otoritesini tehdit ettiği için beladır. Mülkiyet maddi tahakküm aracına dönüşmemelidir; mülkiyetin, sermayenin, mirasın ancak küçüğü meşrudur, büyüğü cemiyete ait olmalıdır. Basbayağı 'servet düşmanlığı' görürüz Topçu'da! Menderes'in vaadi doğrultusunda her mahalleden bir milyoner çıkmış olmasını "zillet" sayar. Zenginlerin hacca gitmekle, cami donatmakla affolunamayacak müsriflikleri, vatana ihanettir; zaten zenginlik "devrimizde ve cemiyetimizde" "sadece vatana ihanet kaynaklarından doğabil"mektedir. Kısacası kapitalizm, insanlık onuruna ve insanın olanaklarına aykırı bir fitne, bir kötülük olarak görünür Topçu'da.
Sayfa 299 - İletişim Yayıncılık