Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

293 syf.
7/10 puan verdi
İçinde bulunduğumuz topluma, bir gruba, ebeveynlerimize ve onların görüşlerine uyum sağlayamadığımızda, hakkımızda kullanılan etiketler hemen çoğalır. Bir kez bu uyumsuzluklar kanıtlarıyla ortaya çıksın, hemen "normal"in karşısına konuluruz. Hemen "Anormal", "Deli", "Ucube", "Ruh hastası" gibi sıfatlarla yaftalanırız. İnsanlar, yaftalamayı çok sever. En küçük bir fırsat bulduklarında ötekileştirirler. Ötekileştirme, onların yakıtıdır. Sizi farklı bulurlar ve bunun arkasında kişinin yaşadığı acı travmalarla, bunaltan sorunlarla ilgilenmezler. İrdelemezler, sizden uzak dururlar. İşte "Sana Gül Bahçesi Vadetmedim" adlı romanda, ana kahramanımız Deborah da böyle bir çemberden geçmektedir. Şizofreni tanısıyla o artık bir uyumsuzdur, farklıdır. Joanne Greenberg'in yazmış olduğu bu roman, kendisine Batı dünyasında bir hayli ilgi getirdiği gibi şizofreniyi (veya genel olarak akıl hastalığını) bu kadar detaylı ilk kez inceleyen bir roman olarak da dikkat çekmektedir. Deborah'ın öncülüğünde, aslında bir akıl hastalığının oluşum ve tedavi sürecini okuruz. Joanne Greenberg, geçmişte bu tarz bir tedavi ve terapi süreci geçirmiş, bu süreçte yaşadıkları olaylar "Sana Gül Bahçesi Vadetmedim"in temel esin kaynağı olmuştur. Hatta Greenberg, bu süreçte akıl hastalığını ailesinden gizler ve bir müddet takma adla yazarlık yapar. Greenberg'in bu gerçek deneyimi, bana göre roman için çok önemlidir. Çünkü bu yaşanmışlık, romanı anlatım biçimi bakımından çok başka bir mertebeye çıkarmaktadır. Romanda tüm olay kurgusunu, adeta Deborah'ın şizofrenili beyninden ve düşüncelerinden okuyor, gözlemliyor gibiyiz. Bu durum da okumanın kalitesini arttırıyor. Biraz ağır bir dil ve ağır ilerleyen bir anlatım göreceksiniz; lakin pes etmeyin ve mutlaka dayanın. Deborah Blau, 16 yaşında ve aslında çok zeki bir genç kız. Henüz çocuk sayılabilecek bir yaşta iki kez tümör ameliyatı geçiriyor. Bu hastalığı atlattığında ve algıları geliştiğinde, doktorlar yaptıkları testlerle ona şizofreni tanısı koyuyor. Anne ve babası, Deborah'ın sadece sessiz ve içe kapanık bir kız olduğunu düşünür, bu tanıyı kabul etmezler. Ancak kızlarının akıl sağlığı için en iyi şeyin onu akıl hastanesine yatırmak olduğunu anlarlar. Doktor Fried, bu konuda onlara içlerini rahatlatmak için güvence verir. Deborah, içinde fiziksel olarak varolduğu dünyayı, tamamen reddetmektedir. Aile, akraba, arkadaş gibi herhangi bir toplumsal role hiçbir aitliği yoktur. Onun zihninde, sıklıkla içinde bulunduğu "YR Krallığı" ve arada bir uğradığı "Koro" adlı ara bir dünya vardır. Gerçek hayatın sorunlarından uzaklaşmak ve yara almamak istediğinde, hemen soluğu YR'de alır. Kaldığı koğuşlarda birçok kez intihara kalkışır. Öte yandan diğer akıl hastalarını görerek kendi hayal dünyası ile gerçek dünya arasında bağlantılar yakalamaya çalışır. Doktor Fried ile birlikte uzun süre çalışmalar ve terapiler yaparlar. Bu terapi sonucunda, Deborah'ın şizofrenisini büyükbabasının baskın karakteri ve onu istediği gibi bir insan yapmaya çalışması, geçirdiği tümör ameliyatları ile çocukken bir Yahudi olarak gençlik kampında yaşadığı olumsuz olayların tetiklediği anlaşılır. Hastanede kaldığı uzun yıllar ve Fried'le geçirdiği uzun terapiler sonucunda, Deborah bakış açısını değiştirir ve kendini soyutladığı Dünya ile daha çok bağ kurmaya karar verir. Hayal dünyasından giderek uzaklaşırken, artık Deborah için bir seçim yapma vakti yaklaşır.
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 202114bin okunma
··
91 görüntüleme
Emre Gündaş okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık Batuhan bey🙏🏼🌟
Batuhan Babaoğlu okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 😊🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.