Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

559 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
43 günde okudu
Ah Quasimodo, üzümlü kekim..
Roman, dönemin Paris’inin sosyal ve politik yapısını gözler önüne sermesi yönüyle önemlidir. Bunu gözler önüne sererken acımasızlığı, adaletsizliği ve karmaşık insan yapısını çok sağlam ele alır. Aşk, özlem, bağlılık, esaret ve özgürlük temalarını okuyucuyu sarsacak şekilde eserine alır. Dönemin Paris’ini ve mimari yapılarını detaylı betimlemelerle işlediği bölümler bana biraz fazla geldi. Kitapla ilgili yapabileceğim tek ve önemli eleştiri budur. Çok ağır ilerliyor fakat Hugo, kendine has sürükleyici üslubuyla yine de bir şekilde her seferinde okuyucuyu kitaba çekmeyi başarıyor. Bu eseri çok beğenilen eserler arasına sokan tam olarak da bu durum. Victor Hugo, eseri kitap kitap bölümlendirerek, o kitapları da içerisinde bölümlere ayırarak kaleme almış. Ben de detayları unutmamak adına incelememi ayrıntılı olarak bu kitapların ve bölümlerin özetinden oluşturdum. Özet incelememe ana karakterimizin isminin nereden geldiğiyle başlıyorum. Quasimodo: Paskalya’dan sonraki ilk pazar gününe verilen isim. Aynı zamanda sözde insan görünümlü anlamı taşıyor. Genç papaz onu o gün bulduğu için bu tuhaf görünümlü çocuğa bu ismi takar. -BİRİNCİ KİTAP- "Notre-Dame'ın Kamburu"nun ilk kitabında, özellikle ana karakterlerden Quasimodo'nun tanıtımına odaklanır. Esmeralda’ya da çok kısa değinir. Quasimodo, kambur bir çocuk olarak doğmuş ve Notre Dame Katedrali'nde zorla çan çaldırılan bir zangoç olarak yetişmiştir. Bölüm, Quasimodo'nun zorlu çocukluğunu, dışlanmasını ve katedraldeki yaşamını detaylı bir şekilde anlatarak hikayeye giriş yapar. Aynı zamanda diğer önemli karakterlerle ve katedralin atmosferiyle ilgili ipuçları da verir. Çirkinliğiyle delilik papazı olarak seçilir ve ilk kitap son bulur. -İKİNCİ KİTAP- İkinci kitap
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
de sıklıkla ismi geçen ve betimlenen Greve Meydanının betimlenmesiyle iç karartıcı bir şekilde başlar. Bu kitap kısmının can alıcı ve diğer kitapları etkileyecek bölümü ‘Kırık Testi’ filozof ve şair Gringoire karakterine odaklanır. Bu karakterin sahneye koyduğu tiyatro oyunu beklenen ilgiyi görmeyince çulsuz kalan karakterimiz kendine sığınacak yer bulmak için çingene Esmeralda’yı takip eder ve kendisini çok değişik bir yer olan Mucizeler Sarayında bulur. Burası sakat taklidi yaparak hayatını idame ettiren düzenbazların toplandığı yerdir. Gringoire asılmak üzereyken kendisiyle evlenmek isteyen çingene Esmeralda sayesinde hayatı kurtulur. -ÜÇÜNCÜ KİTAP- Üçüncü kitap detaylı mekân tasvirleriyle iç karartan bir bölüm olmuş. İlk bölümde gotik mimari yapı olan Notre-Dame katedrali genel hatlarıyla akıcı bir şekilde tasvir ediliyorken ikinci bölüm olan ‘Kuşbakışı Paris’ bölümü, nun zihninde eski Paris’in genel görünümünü canlandırmak amacıyla baygınlık geçirtecek şekilde betimlemelerle en dip bucak sokağına kadar tasvir ediliyor. Hugo’nun başyapıtı
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)
kitabını okuyan ve sayfalarca lağım tasviri okumuş ve her ayrıntının ilerleyen sayfalarda önem kazanacağını bilen biri olarak yine de okurken fenalık geçirdim. Kitap ve bölüm şehirden yayılan senfoniyle son buluyor. -DÖRDÜNCÜ KİTAP- Dördüncü kitap ‘İyi Yürekli İnsanlar’ bölümüyle başlıyor ve burda Quasimodo’nun doğumu ve başdiyakoz Frollo tarafından evlat edilmesi anlatılıyor. İsminin anlamına değiniliyor. Quasimodo: Paskalya’dan sonraki ilk pazar gününe verilen isim. Aynı zamanda sözde insan görünümlü anlamı taşıyor. Genç papaz onu o gün bulduğu için bu tuhaf görünümlü çocuğa bu ismi takmıştı. Frollo’nun karakter analizinin yapıldığı bölümler mevcut. Bu kitabın en dikkat çeken bölümü ise Notre - Dame kilisesi ve kilisenin çanlarıyla özdeşleşen yaratık görünümlü ana karakterimiz. -BEŞİNCİ KİTAP- Beşinci kitap yine ilgimi çekmeyen ayrıntılarla dolu bir ton şeyden bahsetti. Paris’in devasa mimari yapılarının devrim niteliğinde yükselmeleri ve sonra çağ değişimiyle matbaanın ortaya çıkmasıyla kalıcılığın yerini yazının alması sayfalarca anlatılıyor. İlerde kitaptaki ana akışla ufak da olsa bağlantı sağlayacağı belli ama okurken o yabancı isimler ve mimari yapılar baygınlık geçirtti. -ALTINCI KİTAP- Altıncı kitapta olaylar yavaştan şekillenmeye ve kitap biraz daha renklenmeye başlıyor. İki Reims yerlisi bir de taşralı kadın arasında geçen çörek hikâyesi nefes almayı unutturan türden bir drama sahip. Greve meydanını gören ufak bir hücreye kendini hapsetmiş bir münzevi rahibenin başına gelenler geçmişle bağlantı kurularak tüm ayrıntılarıyla anlatılır. Bu münzevi kadının hayatı on dört yaşından itibaren zorluklarla geçmiştir. Yirmi yaşında bir evladı olduğunda hayatı renklenmeye başlamışken bu evladı çingeneler tarafından kaçırılmıştır. Güzeller güzeli evladının sadece patiğine sahip olan kadın daha sonra evladına çingeneler tarafından büyü yapıldığına inanmaya başlayan kadın daha sonra evladından arta kalan kanları görünce kendini kaybeder ve o hücreye patikle birlikte kendini hapseder. (Paquette). Bu olaylar yaşanırken Quasimodo kendisi gibi sağır olan bir yargıç tarafından anlaşılamayarak suçlu bulunur ve teşhir direğinde işkenceye mahkûm edilir. Çok susadığını işkence sırasında defalarca söyler ve çingene kızı Esmeralda bu görüntüye daha fazla dayanamayarak ona su verir. Bu, ana karakterimizin ruhunda etkisini hiç kaybetmeyecek değişimlere yol açar. -YEDİNCİ KİTAP- Yedinci kitap, Yüzbaşı Phoebus ile ona aşık çingene kızı Esmeralda ve ikisinin aşkını delice kıskanan lanetli olarak adlandırılan keşiş başdiyakoz Claude Frollo’ya ve kardeşi Jehan’a odaklanıyor. Bu aşk üçgeninde yüzbaşı, Esmeralda’nın kendisine aşkını kullanarak ondan faydalanmaya çalışır, bekâretini korumasıyla annesine kavuşabileceğini düşünen kızımız her şeye rağmen kendini yüzbaşıya bırakır. O sırada bir boşluktan olanları izleyen lanetli keşiş, yüzbaşının çingeneyi öpeceği sırada saklandığı yerden çıkar ve hançeri saplar. Dinini aşkından önce tutmaya başlayan Frollo’yu ilerleyen bölümlerde neler beklemektedir. -SEKİZİNCİ KİTAP- Sekizinci kitap, çingene kızının büyücü bir katil iddiasıyla suçlanıp iblis olarak nitelendirilen keçisiyle birlikte idama mahkûm edilme sürecini anlatır. Zindana atılan kızımızı, ona takıntılı hâle gelen lanetli keşiş Başdiyakoz Frollo ziyaret eder, nasıl böyle deli divane aşık olduğunun serüvenini anlatır ve kıza onunla olması koşulunda serbest kalacağının garantisini verir. Yüzbaşı Phoebus’tan başka bir şey düşünemeyen kıza onun öldüğünü söyledikten sonra katil ve defol nidalarıyla zindandan kovulur. Daha sonraki bölümde münzevi anneye kısa değinilir ve kızının Esmeralda olduğu daha da netleşir. Farklı Kişilikli Üç Erkeğin Yüreğinden Geçenler (Phoebus, Frollo ve Quasimodo) adlı kitabın son bölümünde ise Phoebus, Esmeralda’nın yargılanacağı kilisenin sokağının karşı tepesindeki nişanlısının evine gelir. Balkondan olayları izlerken Esmeralda’nın bakışlarına denk gelir. Yaşamdan umudunu kesen kız onu görünce sevdiği adamın katil olarak yargılandığını hatırlayarak bayılır. Bayılmasından kısa süre önce Frollo yine benimle ol diyerek şansını denemiştir. Tüm bunlar olurken kilisenin tepesinde olayları izleyen Quasimoda, kaçırma planı için hazırlıklar yapmaktadır. Kızın bayıldığını görünce cellatlara kızı arabaya yükleyip greve meydanındaki idama götürmeleri emrini veren üstat Charmolue, yukardan iple yanlarına gelen kilisenin zangocunu, meydanı çevreleyen meraklı halk ile birlikte fark eder. Cellatları yıkıp geçen Quasimodo, kızı kucağına alıp oradan uzaklaşır ve kitap burada son bulur. -DOKUZUNCU KİTAP- Dokuzuncu kitap, Quasimodo ve Esmeralda’nın fiziksel zıtlıklarına ve kilisede geçirdikleri sürede aralarındaki ilginç bağa odaklanır. Salt güzellik kavramına Quasimodo üzerinden eleştiri yöneltilir. Bu eleştiri Esmeralda’nın onun yüzüne bile bakamayıp kendisini önemsemeyen yakışıklı yüzbaşıyı dilinden düşürmemesinden doğmuştur. Bu kısımlarda çanlardan gelen bir Quasimodo şiiri de yürekleri parçalamaktadır. (Alıntı kısmında belirttim). Bu kitap da Frollo’nun Esmeralda’nın yaşadığını öğrendikten sonra ateşler içinde kıvranıp ona tekrardan sahip olmaya çalışmasıyla sonlanır. Bu sırada manevi oğlu Quasimodo ile karanlıkta boğuşurlarken ay doğumu sayesinde onun tarafından öldürülmekten kurtulur. Bu saatten itibaren çingene kızını bu insan görünümünden uzak zangoçtan bile kıskanacaktır. -ONUNCU KİTAP- En uzun bölümümüz olan onuncu kitapta aksiyon da çok fazladır. Kitabın başında Gringoire tiyatrosunda gözüken karakterlerimiz kral 11.Louis ile birlikte bir kez daha gözükür. Mucizeler Sarayındaki çingenelerin Esmeralda'nın asılmasını önlemek için Notre Dame'dan kaçırılması sürecinde Quasimodo'nun dolayısıyla kilisenin karşı mücadelesiyle karşılaşan birçok serseri ve dilenci acı şekilde can verir. Bunlardan biri de lanetli keşiş Claude Frollo'nun kardeşi Jehan Frollo'dur. Zangoca karşı cesurca bir mücadele sergileyen Frollo, onun tarafından fırlatılarak kemikleri kırılmak suretiyle dehşet bir şekilde can verir. Kralın odasında geçen uzun sohbet sırasında bu serserilerin başdiyakoza karşı saldırıda bulunacağını düşünen Louis, bu durumun işine gelmesinden ötürü ilk başta hiçbir müdahalede bulunmaz. Daha sonra saldırının kendine yönelik olduğunu öğrenince Phoebus'un da içinde bulunduğu süvarileri kalkışmayı durdurmaları için görevlendirir. Kralın odasında dilencilerin parolası olan 'Titreşen Küçük Alev' parolasına ulaşan Gringoire, ilk başta kalkışma planını yapıp kaçtığı düşünülürken kiliseye giriş için en etkili hamleyi yapmıştır. Saldırı sona erip ortalık durulduğunda kızın hücresine giden Quasimodo onu yerinde bulamaz ve bu aksiyon dolu kitap da sona erer. -ON BİRİNCİ KİTAP- Son bölüm olan on birinci kitapta okurken nefesim kesildi diyebilirim. Dramın tavan yaptığı bu kitap dört bölümden oluşan ve her şeyin hâliyle birbirine bağlanıp tüm düğümün çözüldüğü yer oldu. Kitabın başından beri beklediğimiz münzevi Gudule’nin, kızı Esmeralda ile kavuşmasına sonunda tüylerim diken diken olarak şahit oldum. Kavuştuğu anda da kaybetmemek için annelik içgüdüsüyle adeta canavar gibi kızını savunduğu sahneler yürek parçalayıcıydı. Her şeye rağmen onu kurtarmayı başaramaz - onu hücresinde sakladığı sırada kendisini arayan komutan tarafından sevgilisi Phoebus’un adını duyunca saklandığı yerden çıkarak kendini ele verir - ondan önce kendisi bir asker tarafından itilerek başı taşa çarpılmak suretiyle can verir, ardından da kızı asılarak.. Bu esnada olayı kilisedeki kuleden izleyen Quasimodo ve Frollo cephesinde de ilginç gelişmeler yaşanır ve zangocumuz derin duygularla bağlı olduğu manevi babası lanetli keşişi uçurumdan atar. Çünkü Esmeralda’nın asılmasında payı olduğunu düşünür ve haklıdır da. Son kez kendisine şans vermiştir ve çingene kızımız yine direnmiştir, o da onu dar ağacına götürmeleri için ihbar etmiştir. En son kısımda idam edilenlerin toplandığı Montfaucon mahzeninden söz edilir. Bu mahzende Frollo’nun ölümünden sonra ortadan kaybolan Quasimodo’nun 2 yıl sonra ortaya çıkışından bahsedilir. Esmeralda’nın iskeletine sarılmış bir hâlde. Yazar bu durumu Quasimodo’nun evliliği başlıklı bölümde ele alarak okuyucuyu ayrı bir sarsıyor.
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,6bin okunma
·
156 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.