Kendi toplumsal faaliyetinin, kendi emeğinin sonuçlarının, kendi düşünsel yeteneklerinin insana “yabancılaşma”sı gibi gerçek birey de sanata “yabancılaşır” ; ve sanat onun yanılsamalı imgesel dünyasına dönüşür. Gerçek özgürlüğünün insana “yabancılaşması” ve “iyi niyetler” özgürlüğünün kendisine saklı kalması gibi (ki bu niyetlerin reel anlamda gerçekleşmesi onun “manevi kişiliği”nin sınırları dışındadır), onun kişisel yaşamı da kendi “özgürlüğü” durumuna gelir. Bu “özgürlüğün” resmî peygamberi ve resmî anlatımı “çerçeve sanat”tır,
“Bir çerçeve içine alınmış” sanattır.