Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

352 syf.
7/10 puan verdi
Atatürk'e suikasti düsünmek fikrini modern bir romana konu etmek de ilginç mesela... Türkiye’nin doğusunda askerlik hizmetini yapan ve bu görevi gerçekleştirirken zihnindeki hastalıklı düşünceler, geçmişten beri geceleri gördüğü saplantılı rüya ve tıpkı köşeye sıkışmış bir av gibi hissetmesinden dolayı kendisini intihara hazırlayan gencin hikâyesidir. Geçmişte Mustafa Kemal Atatürk’e suikast teşebbüsünden dolayı idam edilen Ziya Hurşit’in hayaletini görüp, onun ile yarı özellikle geceleri nöbet kulelerinde yarı gerçek yarı hayali konuşmaları ile başlar... Deliliğimin nedenini ilk kez birine anlatıyordum. Ne yazık ki o da ölü bir adamdı... Aynı zamanda romana damgasini vuran bir başka şey de soğuktu! Her şey sıfırın altında başlar. Kar maskeleri geçirildikçe başların etrafına, gerçek yüzler ortaya çıkar. İnsan, saklanınca kendisi olur. Kalın kumaşlara gömülünce çıplak kalır. Her şey sıfırın altında biter. Hayaller de, gerçekler kadar buz tozuna dönüşünce. İnsan, her şeyin ölçüsüdür. Peki, insanın ölçüsü nedir? Her şey mi? Diğer insanlar mı? Partiküllerin hareketleri mi? Evrenin kanunları mı? Işığın hızı mı? Kilogram mı, metre mi? İnsanın hacimsel ağırlığı mı? Hücre sayısı mı? Kromozom sayısı mı? Hayatı boyunca kaç kez ölmeyi düşündüğü mü? Kaç kez nefes alıp verdiği mi? Hiç biri... İnsanın ölçüsü Asil’dir. Algı eşiklerine hapsolmuş olan insan, Asil tarafından ölçüldüğünden habersiz yaşamakta ve ölmektedir. Varlığın ve yokluğun bilgisine sahip, ancak bunu yönetmekten aciz olan Asil, insanların akıl sağlığı birimlerine göre, delidir. Bu yüzden aşağılanmış ve etten örülmüş sarayların dışına sürülmüştür. Ortalama ağırlıktaki beyninde evrenin bilgisini taşıyan Asil, bir saniye içinde onlarca günü yaşayabilir, temsili bir askerlik gününde yıllarca asker kalabilir. Çünkü insan, hayat ve zamanla olan ilişkisi, tek bir noktadan ibarettir. Asil, insan, hayat ve zaman tek bir noktada, üst üste durmaktadır. Ancak evreni bilmek, onu anlamak değildir. İçinde yükselen okyanusa rağmen Asil yüzmeyi öğrenememiş ve bilgide boğulmuştur. Evrenin bilgisine sahip olmasının tek nedeni, geldiği yerdir: Hiçlik... Ziya Hurşit’in son sözü, “Hürriyetsiz bir memlekette yaşamaktansa, namusuyla ölmek daha hayırlıdır,” olmuştu. Neden Asil, Ziya Hurşit’in idealizminin kanıtı olan bu son sözü es geçmişti? Çünkü Asil’in ruhu o kadar kalabalık ve karmaşıktı ki, romantik de olsa neden-sonuç ilişkilerinin düzenli biçimde kurulmasını şart koşan idealizme, içinde yer yoktu. Çünkü Asil, insan ve oğlunun ilerlemesine temel olan idealizmin, aynı insan ve oğlunun sonunu getireceğine inanıyordu. ... Acıdan daha gerçek ne var? Belki de bir bedende iki ruh taşıyorum Acıdan başka bir şey değilim Bir yanlışlık olmalıydı. Hayat kadar bir yanlışlık! Kitabı tam olarak anlayabilmek için ilk azil kitabından başlayarak devamında ziyanı okumanızı tavsiye ederim Keyifli okumalar...
Ziyan
ZiyanHakan Günday · Doğan Kitap · 20195,1bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.