Gönderi

Hulûliyye inancı ve Mevlana
Mevlâna'nın Mesnevî hakkındaki bu beyanları açıkça göstermektedir ki, o "Mesnevî'nin Allah tarafından kendisine vahy edildiğine inanmaktadır. Bunu sofiyane veya şairane ilham olmadığını veya ilhama haml edilmemesi için Kur'an ayetleriyle ifade etmektedir. Zaten o, bu görüşünü "Mesnevî" hakkında söylediği bir beyitle de şöyle dile getirmektedir. "Bu ne bir kahin sözü, ne bir ruyadır. Allah doğruyu biliyor ki, o Allah'tan vahydir". Hocası Şems-i Tebrizi gibi "Hulûliyye" inancında olan Mevlâna, Allah'ın kendisine hulûl ettiğine ve içinde bulduğu Allah'ın kendisini konuşturduğuna inanmaktadır. Kendisine gelen vahyin böyle gerçekleştiğine inanıyor olmalıdır. Mesnevî'nin Mecusilikten gelen bu inancın (İran İrfancılığı) tasavvufi çevrelerde yaygın olduğu bilinmektedir. Vakia Mevlânâ ve etrafindakiler ve hatta ilk Mevleviler Mesnevi"nin vahy mahsulü olduğuna inanıyorlardı. Nitekim dönemlerde kopya edilen Mesnevî'nin pek çok el yazması nüshalarının cild kapaklarına ve sahife başlarına "La yemessuhu ille'l-mu- tahharun" (Ona ancak temiz olanlar, yani melekler dokunabilir) ve "Tenzilün min Rabbi'l-alemin" (Alemlerin rabbi tarafından indirilmiştir) yazarak bu inancı ifade etmişlerdir.
Sayfa 115 - Çizgi Kitabevi
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.