Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

ANTİK YUNAN'IN İLK İSYANKAR FEMİNİSTLERİ
Bunların arasına en cüretkâr Euripides'i Medea'sı MÖ 431 senesinde, ilk gösterinin yapılacağı sabah tiyatroyu dolduran erkek izleyicilerin neler hissettiğini tahmin edebiliyorum. Haksızlığa uğramış, intikam peşindeki bir kadının etrafına dehşet saçışını gözlerini sahneden ayıramadan, oturdukları yerde korkdan donakalmış bir halde seyretmişlerdi herhalde. Sahnede akıl almaz bir şeyi , kendisini terk eden ve sürgüne gönderen kocasının canını yakmak için cocukla rını kendi elleriyle öldüren bir anneyi izlemişlerdi Daha önce hiç söylenmemiş olan sözleri işitmişlerdi. Atina'nın evlerini mesken tutan öfkeyi ve ıstırabı ilk kez yüksek sesle dile getirmişti: "Biz kadınlar en bahtsız varlıklarız. Önce bir servet ödeyip kendimize bir koca satın almamız ve onu vücutlarımızın efendisi yapmamız gerekir ki bu, kötülüklerin en kötüsüdür Bir kadının kocasından ayrılması rezalet olarak görülür ama aynı şey erkekler için geçerli değildir. Evde sıkıldıklarında eğlenmek için dışarı çıkarlar. Ama biz aynı şeye niyetlensek çocuklara bakmamız gerektiğini söyleyerek dışarı çıkmamıza izin vermezler. Zavallı erkeklerin savaşa gitmesi gerekirken biz kadınların tehlikelerden korunmak için evde kalmamız gerektiğini söylerler." Eve kapatılmaya ve ona biçilen annelik rolüne isyan eden Medea, bu tiradın sonunda sadece bir kez doğum yapmaktansa üç ayrı savaşta savaşmayı yeğlediğini söyler. Medea'nın cesaretini örnek alan korodaki kadınlar da itaatkâr ve ürkek tavırlarını bir kenara bırakırlar. Oyunun bir sahnesinde içlerinden biri kadınların felsefeden, siyasetten, mantık yürütmekten ve tartışmalara katılmaktan dışlanmaması gerektiğini söyleme cesareti gösterir: "Bizim de bilgeliği ararken bize eşlik eden bir ilham perimiz var." Yunan tragedyalarında koro, toplumun sesini temsil eder. Bu yüzden burada konuşan kişi dikbaşll bir yabancı değil, düzenli ve huzurlu bir hayata sahip olan Atinalılardır. Bu da yetmezmiş gibi' Medea'nın ve kadınlar korosunun bu küstahlıkları sahnede uzun peruklar ve yüksek tabanlı ayakkabılar giyen, kadın kılığındaki erkek" ler tarafından canlandırılır. Tarihin bir diğer paradoksu olarak, drag queerler (kadın gibi giyinen erkekler) Yunanistan’da icat edilmişti ama kadınların tiyatro oyuncusu olmasına izin verilmiyordu. Yeni fikirlerin havada uçuştuğunu, bir tür toplumsal hareketin başladığının Atina meydanlarında tartışıldığını tahmin edebiliyorum. Tiyatro her zaman kolektif tartışmalara sahne olmuştur. Özellikle Yunanistan'da, en hararetli fikir ayrılıkları komedyalardan ve tragedyalardan doğmuştur. Yunanlar, günün siyasi meselelerini sahneye taşımak için aradıkları ilhamı agorada, sokaklarda ve meclislerde bulmuşlardır. O yıllarda Antigone, Lysistrata, Praksagora ve Medea'nın bir anlamda gerçek kişiler oldukları akla yatkın bir düşüncedir.
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.