"Biz bu kentlerde,
bu ömürlerin gecelerinde çürüsek bile,
şimdi eski dağlarda vakur bir şafak yırtılmaktadır
ve dışarıda üşüyen bir haziran;
kalbimde yılların tufanından artık bir hazan.
(Kalbimde hazan
ve şairdir elbet
sözcüklere rus ruleti oynatıp yazan!)
Dışarıda üşüyen bir Haziran.
Kanımda nikotin cehennemi;
Kısa kibrit, uzun duman: Yaan!
Yine yaan.. Yine yaaaan!
Yan ki yangınlar bile yansın;
haklıdır içindeki abdal bırak ağlasın..
Bırak ağlasın, artık gündüzlerin ışığında aşk,
gecelerin sularında yakamozlar yok
ve kuşlar konsun diye gerilmiyor balkonlara
çamaşır ipleri;
duyuyorsun işte şiir de yazıyorlarmış iğfal şebekeleri!
Dışarıda üşüyen bir Haziran.
Dışarıda aşksız aşk, Aids, Hepatit b,
dışarıda hormonlu sevinçler, kokmayan güller.
Dışarıda dostluğun, puştluğun kolunda gülümsemesi;
ama öğrendim karanlıklardan ışık destelemeyi
ve baka baka irkilmiş gözlerine hayatın:
İnatla.. İnatla gülümsemeyi;
öğrendim içimdeki abdalı hünerle gizlemeyi.."