Fantastik bir kurgu ama çok da fantastik değil. Böyle bir kitap okumak isteyenler öncelikle çok sevecektir. Fantastik edebiyat bazen aşırı derecede hayali ve uçuk ürün içerdiğinde benim pek okuyasim gelmiyor. Çünkü yazarlar sürekli ve sürekli yeni bir yaratık veya özel güç uyduruyor. Bu kitap öyle değil.
Hayali öğeler çok yok ve kurgu havalarda gezmiyor.
Sürükleyici ve soluksuz bir okuma süreciydi benim için. Gerçekten çok keyif aldım.
Gece ve Ateş devam kitabı.
Toplumun sınıflara ayrıldığı bir evren. Bunlardan biri âlimler. Diğer gruplardan birinde savaşçı maskeliler var. Maskelilerin emirleri âlimleri yakalamak, öldürmek veya köle yapmak üzerine.
Başta bunları okuyunca sadece savaşçı imparatorluk kötü zannediyoruz ama aradaki bu savaşın sebebi bir zamanlar âlimlerin aynı şeyi yapmış olması.
Kitap iki karakterin bakış açısıyla ilerliyor. Âlim kız Laila ve savaşçı maskeli Elias Venturis.
İkisi de çok iyi insanlar, özellikle tüm ölüm saçan tehlikeli maskelilerin arasında Elias.
Çocukluğundan itibaren öldürmek için, âlim öldürmek için eğitilen maskelilerden biri Elias. Eğitiminin içindeki merhameti, iyiliği öldürmesi gerekiyordu ama Elias bundan daha güçlü çıktı.
Elias'ın okuduğu savaşçı okuluna casus hizmetçi olarak giren Laila ile yolları kesişir. İkisi de kendi dertlerinde ve mücadelelerinde boğuldukça hayatları birbirine daha çok bağlanır.
Laila her ne kadar mücadeleci ve akıllı bir kız olsa da saçma tavırlarına anlam vermek mümkün mü? Yanında Keenan olduğunda ona çekiliyor, Elias olduğunda ona çekiliyor. Oradan oraya savrulup duruyor. Bella gibi Jacob'u seviyorum ama Edward'a aşığım mi bu?
Elias Venturis. Kitabın en güzel kısımları onun bakış açısından anlatılan kısımlar. Onun iç dünyası ama dışarıya göstermek zorunda olduğu tarafını okumak zordu, acı vericiydi. Savaşçı kişiliği ve insancıl yanı hayran bıraksa da yaşadığı suçluluk boğucuydu. İçinde bulunduğu şartları kabul etmesi ve mantıklı düşünmesi gerekirken suçluluk psikolojisi onu yiyip bitiriyor. Hayatını sürekli başkaları için yaşıyor. Tam bir aziz, tüm o öldürmek zorunda kaldığı insanlara ve yerine getirmek zorunda olduğu emirlere rağmen.
Helene Aquilla. Gerçek bir kadın savaşçı. Savaşçı yeteneği kadar politik olmayı da başarıyor. Fakat çok sert bir karakter. Yüzlerce erkek savaşçının arasında tek kadın olunca böyle olmak zorunda kalmış. Fakat en yakın arkadaşı Elias'ın yanindayken bile o sertliğinde çok nadir çatlak oluşuyor. Ürkütücü ama hayran bırakan bir kadın.
Kitap ilerledikçe fantastik dünya biraz daha ortaya çıkmaya başlıyor.
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.