Fahrenheit 451'i yıllar önce okumuştum. O zaman beni çok etkilediğini hatırlıyorum. Okuma grubumuz için yeniden okuduğumda bu sefer kitap beni etkilemedi. Belki çevirisinin iyi olmaması, belki kitapta net bir şekilde akıp giden bir olay örgüsünün bulunmaması, karakterlerin özellikle baş karakter Guy Montag'ın havada kalması, anlatılmak ve verilmek istenen mesajın tam aktarılamaması gibi sebeplerden dolayı kitabı beğenmedim bu sefer.
Mesela Montag birdenbire "bu kitapları neden yakıyorum, bu kitapların içerisinde ne var" diye düşünür ve bir kitabı gizlice alır. Kendi çapında bir aydınlanma yaşar, ama Montag'ı bu aydınlanmaya neyin veya kimin ittiği belirtilmemiş. Hep böyle eksik anlatımlar var...
Bazı paragrafları defalarca okudum ama anlaşılmıyor. Çeviri konusu çok sıkıntılı. Örneğin s.27'de "Elektriğin histerik ışığı değildi bu...neydi peki?" diye bir cümle var. Bu nasıl bir cümledir yani. Histerik kelimesinin anlamını biliyorum ama yine de doğrulamak için sözlüğe baktım.
Histerik: Olayları ve duyguları abartılı yaşayan, yaşadıklarını sürekli dramatize eden, yapmacık davranan ve çevresinin ilgi odağı olmaya çalışan kişiler için kullanılır.
Bir başka tanımda da : psişik ve motor bozukluklar, özellikle duygusal reaksiyonlarda taşkınlık, ani sinirlenme, hareket bozuklukları, geçici kişilik değişimi, açıklaması var. Bu ve bunun gibi cümleler yüzünden hem okuduğumuzu anlamıyoruz hem de kitaplardan keyif alamıyoruz. Google çevirileri gibi yapılan bu çevirileri ve çevirmenlerini bir okuyucu olarak kınıyorum. Okumak isteyenler daha önceki yıllardaki baskısını bulup okuyabilir.
Yazar gençlik yıllarının çoğunu kütüphanelerde geçirmiş. Fahrenheit 451 kitabında da bize bir dolu yazar ismi vermiş. Kitap kitabı doğuruyor derler ya, bu yazarların kitaplarından birer tane bulup okumalıyız:)) Adı geçen yazarlardan bazıları John S. Millay, Walt Whitman, John Milton, Sofokles, William Faulkner, Luigi Pirandello, Bernard Shaw, Thomas Hardy, Ortega y Gasset ve tabii ki Shakespeare.
Herkese bol kitaplı günler dilerim:))