Öncelikle çok severek okuduğum bir kitap olmadı. Ama alanınız sosyoloji veya psikoloji ise belki hoşunuza gidebilir. Dili güzel betimlemeler yerinde, akıcı diyebilirim ilk başları için.
Gustave le bon Fransız sosyolog antropolog olarak bilinir tıp eğitim almasına rağmen sosyolojiye yönelmiştir
Devrimlerden ve bilhassa Fransız devriminden nefret eden Le Bon her türlü topluluk gibi temsil işlevi gören meclislerin de kitle psikolojisini yansıtan bir "kalabalık" olduğunu savunuyordu
Kitabına yansıdığı gibi kalabalık yani kitleler zihinsel olarak akılsal olarak işlevini kaybettiğini açıklar
Bir başlarına alamayacakları kararları ya da uygun bulmadıkları düşünceleri kitle olarak da rahat yapabildiklerini kişi bu davranışını yaptığında bireysel olarak değil aslında kitlenin yaptığını düşünerek hareket eder bu da ona cesaret verir
Bireysellikten çıkıp topluluğa girdiğin de bireyin duygu ve düşünceleri kitle ile aynı yöne doğru ilerler.(syf21)
Dile getirilen şüphe anında su götürmez bir gerçekliğe dönüşür (syf41)
Eylemlerimizin arkasındaki bariz sebeplerin arkasında muhakkak itiraf edemediğimiz sebepler mevcuttur(24)
Sadece romandaki kahramanlar hayatları boyunca değişmez karaktere sahiptirler karakterin görünürdeki istikrarı yalnız çevrenin istikrarı ile doğru orantılı
Buna benzer çarpıcı cümleler kurmuştur.