Kalbinin kırıklarının ruhuna batması acıtıyor insanı.
İçine çektiği nefesin ona yaşam sunması bıktırıyor insanı.
Kafasının içinde yüz kişiyle yaşamak zehirliyor insanı.
Suçlu gibi düşüncelerinden köşe bucak kaçması yoruyor insanı.
Uykusundan yeni bir güne kalkmış olması ölüme yaklaştırıyor insanı.
Bunca aydınlığın içindeyken dünya, karanlık içten içe boğuyor insanı.
Kırıklar ruhunu kestiğinde, son nefesi içine dolduğunda, kafasındaki tüm insanlar sustuğunda, düşünce hapsinden kurtulduğunda, gözünü açtığı son günde, karanlık sona erip aydınlığa kavuştuğunda ölüm kucaklıyor insanı.
İnsan insan olduğunda ölüyor.
Emirhan Zafer