“Gerçeğin tanımını yapabiliyor, sınırlarını çizebiliyor musun ki? Şimdiye kadar hep ayn gözlerle baktıysan,karanlığa alıştıysan beni anlaman mümkün degil Sevgi.
Sınırlı algılarınla sınırsız bir evrende dolasamazsin.
Harflerin sonsuz kombinasyonundan oluşan uçsuz
bucaksiz bir yerden bahsediyoruz, buraya girmek için önce gözlerini değiştirmen gerek. Madem beni gördün anlarsında. Görmek, anlamaktır aynı n zamanda."
"Ama nasil?"
"Beni anlaman için sana hikâyemi anlatiyorum.
içimde boşluklar var ve onlari sen dolduracaksın. Dolduramazsan sen de düşersin, benim gibi."
"Nasil yani? Sen hikâyedeki bosluklardan mi düstün dünyaya?"
Öyle sayılır .