Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

“Yoksa siz de mi yaşadınız bunu?” “Ben mi? İki kez hapse girdim,” dedi teyze hüzünlü, hoş bir gülümsemeyle. “İlk kez yakaladıklarında, ki hiç suçum da yoktu,” diye devam ediyordu teyze, “yirmi iki yaşındaydım, bir bebeğim vardı ve hamileydim aynı zamanda. O zaman özgürlükten yoksun kalmak, bebeğimden ve kocamdan ayrı düşmek bana ne kadar zor gelirse gelsin, insan olmaktan çıkıp bir eşya olduğumu anladığımda hissettiklerimle karşılaştırıldığında bunlar hiç önemli şeyler değildi. Kızımla vedalaşmak istiyorum, bana git, arabaya bin diyorlar. Beni nereye götürdüklerini soruyorum, gidince öğreneceğimi söylüyorlar. Beni neyle suçladıklarını soruyorum, yanıt vermiyorlar. Sorgudan sonra üstümdekileri çıkarttırıp numaralı bir hapishane giysisi giydirmişler, kemerlerin altından geçirerek götürmüşler, bir kapıyı açıp içeri itmişler ve arkamdan kilitleyip gitmişlerdi. Bir tek hiçbir şey söylemeden dolaşan, arada sırada kapıdaki delikten içeri göz atan eli tüfekli bir nöbetçi kalmıştı. İşte o zaman çok kötü olmuştum. Anımsıyorum, beni o zaman en çok etkileyen şey, sorgumu yapan jandarma subayının bana sigara ikram etmesiydi. İnsanların sigara içmeyi ne kadar sevdiklerini bildiğine göre, özgürlüğü ve ışığı ne kadar sevdiklerini de, anaların çocuklarını, çocukların analarını ne kadar sevdiklerini de biliyordu. O zaman niye beni değer verdiğim her şeyden acımasızca koparıp vahşi bir hayvan gibi buraya kapatmışlardı. Böyle bir şeye nedensiz katlanmak mümkün değildir. Tanrı’ya ve insanlara, insanların birbirlerini sevdiklerine inanmış biri, böyle bir şeyden sonra bunlara inanmaktan vazgeçer. Ben o zamandan beri insanlara inanmaktan vazgeçtim ve kin duymaya başladım,” diye bitirdi konuşmasını, sonra gülümsedi.
İş bankası yayınlarıKitabı okudu
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.