Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

216 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bu kitap aslında Bir Zamanlar Anadolu'da filminin baştan sona bir güncesi. Ercan Kesal'ın hekimlikte zorunlu hizmet yıllarında (1984-85) başından geçen ve yaklaşık 25 yıl zihninden silinmeyen bir olayın Bir Zamanlar Anadolu'da filmine dönüşmesinin hikayesi. Fikrin Ercan Kesal'ın aklında bir film olarak oluşması, Nuri Bilge'yi iknası, senaryo çalışmaları, oyuncu seçimleri, çekim süreci... Hepsi Ercan Kesal'ın bu süreçte tutmuş olduğu güncenin bir parçası. Hikayenin kurulması, aslında olaysız bir "olay"ın filme dönüşümü. Erk çatışmaları, kasabalı tipi, bozkır, uzun ve karanlık yolculuklar. İlginç detaylar: Neredeyse çekim aşamasına geçene kadar savcı rolü Olgun Şimşek'inmiş. Doktor rolü için çok fazla ve ünlü oyuncu düşünülmüş, denenmiş. Ercan Kesal Arap ve Polis'i de okumuş ancak hem kendisi hem NBC beğenmemiş. Senaryo çalışmalarından çekim sürecine kadar pek çok yerde "bu iş olmayacak" fikri zaman zaman hakim oluyor. Bir noktada Ercan Kesal bu hissi şu şekilde yazmış güncesine "Saçma sapan bir iş mi yapıyoruz, yoksa bir başyapıt mı çıkarıyoruz ? Allahım umarım ikincisidir." Kitapta yalnızca filme dair detaylar yok, Ercan Kesal'ın kendi hayatından izler (anne-babası ile diyalogları, eşi ve oğlu ile anıları), toplumsal ve sosyal olaylar (domuz gribi, siyasi parti kapatmaları), NBC ile tartışmaları vs. pek çok şey var. Zira bu gerçekten de Ercan Kesal'ın o dönem tutmuş olduğu güncesi. Yılmaz Erdoğan'ın çokça övülmesi de dikkatimi çekti. Bir "orkestra şefi" olarak nitelendiriyor onu Ercan Kesal. Zaten daha en başından itibaren "doğaçlama yapabilen oyunlara ihtiyacımız var" fikri hakim. Pek çok ünlü oyuncu da denemeye alınmış. Bunlar arasında; Erkan Can, Nejat İşler, Engin Günaydın, Mehmet Gürsoy, Onur Saylak, Mete Horozoğlu, Halit Ergenç, Fikret Kuşkan, Alper Kul,Güven Kıraç, Timuçin Esen de var. Bazı oyuncular televizyona yaptıkları diziler nedeniyle programlarının doluluğu sebebiyle dahil olamıyor, bazı oyuncuların ise beklentinin altında kaldığı anlaşılıyor. "Kimseye haksızlık etmek istemiyorum. Ama bazı oyunculardan daha ümitli olduğumuzu, beklentimizin yüksek olduğunu da söylemeliyim" diyor bu noktada Ercan Kesal. Oyunculuk üzerine kafa yoruyor. "Sinema oyunculuğu farklı bir şeymiş onu anladım" diyor, " Her seferinde aynı soru dönüyor kafamda. 'Acaba' diyorum, 'metinler mi çok ağır ve işlemiyor, bundan dolayı oyunculara haksızlık mı ediyoruz ?' Nihayetinde büyük heyecanlarla ofise gelen her oyuncunun önüne daha önce hiç karşılaşmadığı üç-dört sayfalık bir metin koyuyoruz ve ondan hemen bir şeyler bekliyoruz. Bu işin başka bir yolu mümkün mü ? Bugünlerde hep oyunculuk üzerine düşünüyor ve kafa yoruyorum." Filmin ilk önerilen adı Mavera, diğer önerilen adlar arasında ayrıca şunlar var: Evvel Zaman İçinde Anadolu'da, Ahval, Anadolu'nun Ortasında Bir Yer, Karanlık Yollar. Yıllar boyu zihni kurcalayan bir "anı"nın nasıl alt metni güçlü bir film senaryosuna dönüştüğünü birinci ağızdan okumak çok ilginç ve keyifli. Filmi izleyenler hak verecek ki temelde filmin hikayesinde pek bir "olay" yok. Zaten bunun bozkırı, kasabayı, kasabalıyı anlatan, görsel, zamansız ve mekansız bir "durum" filmi olacağını en baştan yazıyor Ercan Kesal. Kitabın başındaki güncelerden önceki kısımda şöyle anlatıyor: "Film için bu hikayeyi çalışmaya karar verdikten sonra; öncelikle metinde temel olarak neleri anlatmamız gerektiğini ve "olmazsa olmazlarımızı" şöyle sıralamıştım: İnsanın toplumsal bir varlık olarak, bilinmeyen ve görünmeyen yüzünü göstermek, onun sürekli güç talebini açığa çıkarmak, aslında cinayetin kimsenin derdinde olmadığını ortaya koymak, kendini ve başkalarını kandırma kurnazlığı, olmayacak şeylere inandırma yeteğini, bu dünyaya, bugüne, eşimize, dostumuza, çevremize yönelik bitmek bilmeyen hükmetme isteğimizi; ölüm, siyaset, iktidar, aldatmaca meselelerimizin hiç bitmemesini, sevme ve nefret duygularının gücünü, cinayetin etrafında gündelik hayat ilişkilerinin akıp gitmesini, insanın yine de her durumda ümit etme yeteneğinin devam etmesini; doktorun, komiserin ve şoförün katille olan ilişkileri üzerinden, herkesin kendi hikayesinin peşinde olmasını, cesedin yalnızca bahane edilmesini, en küçük kıvrımlarımızı, günlük hayatın en fark edilmeyen ayrıntılarını, herkesin bu cinayete bilerek ya da bilmeyerek katkıda bulunmasını; her şeye rağmen, hala inanmak isteğimizi ve içimizdeki derin karanlığı anlatmalıydık..." Velhasıl filmi izledikten hemen sonra okunursa çok keyif verecek, düşündürecek ve hatta belki filmi tekrar izletecek bir kitap. Çokça tavsiye ederim.
Evvel Zaman
Evvel ZamanErcan Kesal · İletişim Yayıncılık · 2018349 okunma
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.