Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Savaş, doğum, korsanlık, özel hukuk: Köleliğin belli başlı kaynakları bunlardır. Görülüyor ki, yalnızca sitenin üyesi olmamakla kalmayıp, insan yerine bile konmaz köle: Hukuk açısından, o, ancak bir mülkiyet konusu, sarılacak, devredilecek, kiralanacak, verilecek bir nesnedir. Eski bir filozof, kölenin bir "canlı alet" -kendisine verilecek buyrukları aniayıp yerine getirme becerisini gösterecek bir tür makine- olduğunu söyleyerek onun durumunu tam olarak belirler. Köle, başka bir insana ait olan bir insan, bir alettir: Onun eşyasıdır. Ama yasa ona hiçbir hukuksal varlık tanımaz. Gerçekten onun adı bile yoktur: Geldiği yerin adını ya da her yerde kullanılan bir tür takma ad taşır. Evliliği yasal değildir. lki köle birlikte yaşayabilirler; efendi bu birlikteliği hoşgörebilir; bu evlilik değildir. Efendi erkeği ayrı, kadını ayrı satabilir. Yavruları onların değil, efendinindir: Efendi gerekli görürse onları ortadan kaldırır. Köle, mülkiyet nesnesi olduğundan kendisinin mülkiyet hakkı yoktur. Olur da, bahşişlerden ya da başka türlü şeylerden kendisine birkaç kuruş ayırırsa, o bunu ancak hoşgörü gösterilirse biriktirir. Efendinin onu kölenin elinden almasını hiçbir şey engellemez. Efendinin köle üzerinde her türden cezayı uygulama hakları da vardır. Efendi onu zindana atabilir, dövebilir, çok dayanılmaz bir işkence olarak boynuna !ale vurabilir; kızıl demirle dağlayabilir, hatta -ama Atina'da değil- öldürebilir; ama bu zaten efendinin işine gelmez. Gerçekten efendinin çıkarı kölenin tek güvencesidir. Efendinin aletini bozmak gibi bir niyeti yoktur. Aristo bu konuda şunu belirtir: "Işin gerektirdiği ölçüde, alete de özen göstermek gerekir." Demek ki, köle iyi bir iş aleti ise, onu yeterince beslemek, daha iyi giydirmek, onu dinlendirmek, bir aile kurmasına izin vermek, o çok büyük ve binde bir görülen ödülü, yani özgürlüğü, kölelikten kurtuluşu ona azıcık sezdirmek akıllıcadır. Platon efendinin kölesine iyi davranmaktaki bu çıkarı üstünde durur. O köleyi basit bir "hayvan" sayar, ama filozofa göre eşyanın doğasında olan bir eşitsizlikten doğan köle durumuna karşı bu "hayvan "ın ayaklanması gerekmez. Platon bu durumda " hayvan"a iyi davranmak gerektiğini kabul eder ve "onunkinden çok bizim yararımıza" diye açıklık getirir. Denildiği gibi, tam "idealist" felsefe. Öyleyse kölenin hukuksal durumu insanlık dışıdır. Üstelik, köle bir insani varlık değil, yurttaşların ya da başkalarının kullandığı basit bir "alet" sayıldığına göre, kölenin hukuksal hükmünün olmadığını tekrarlayalım. Bununla birlikte, bütün bunların biraz kuramsal kaldığını ve özellikle Atinalıların, gündelik hayatta, bir öküz türü ve bir at türüymüş gibi, kölelerden doğması nedeniyle köle kalmaya ve insanlara hizmet etmeye yazgılı, kesinlikle insan türünden ayrı ve insanın evcilleştirdiği bir "köle türü" yaratacak doktrine razı olmadıklarını unutmamak gerekir. Atinalılar köleleri ile ilişkilerinde filozofları kadar katı ve bağnaz değildir. Daha az bağnaz ve daha insanca olan Atinalılar kölelerine genellikle insan gibi davranıyorlardı. Az sonra bunun birkaç örneğini göreceğiz; yine de burada yalnız Atinalıların söz konusu olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir.
Sayfa 152Kitabı okudu
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.