André Bonnard (1888-1959)
Burjuva bir ailenin çocuğu olarak İsviçre'nin Lozan kentinde doğdu. Babası, üniversitede Eski Fransızca profesörü idi. Liseyi Lozan'da okuyan Bonnard, Lozan'da başladığı üniversite eğitimini Paris'teki Sorbon Üniversitesi'nde tamamladı. Ksenof'a aradığı doktora tezini 1910-1914 yılları arasında Mulhouse kentinde hazırladı( bu tez yangında yok olduğu için günümüze ulaşamamıştır.) 1928 yılından itibaren Lozan Üniversite'nde Yunan Dili ve Edebiyatı profesörlüğü yaptı. Çoğu Eski Yunan uygarlığı üzerine olmak üzere onlarca esere imza atan Bonnard 1949 yılında İsviçre Barış Harekati başkanlığına, 1950 yılında ise Dünya Barış Konseyi üyeliğine seçildi. Komünist Parti üyesi olmadığı halde 'komünist komplo' suçlamasıyla 'demokratik' İsviçre Federal Mahkemesi tarafından yargılandı. 1954 yılında Lenin Barış Nişanı ödülünü aldı.
Eserleri:
Antik Yunan Uygarlığı 1: İlyada'dan Parthenon'a
Antik Yunan Uygarlığı 2: Antigone'den Sokrates'e
Antik Yunan Uygarlığı 3: Euripides'ten İskenderiye'ye
Antik Yunan Uygarlığı Cilt
İnsan ve Tragedya
Sovyet Edebiyatı Üzerine
"Köle oldum diye senden daha az insan değilim, efendim. Aynı etten kemikten yapıldık biz; kimse yaratılıştan köle değildir, insan bedenine boyun eğdirten yazgıdır. "
- Euripides
Ölümsüz üç Grek tragedyası. Aiskhylos'un Prometheus'u, Sophokles'in Antigone'si ve Euripides'in Hippolitos'u. İnsanın insanlaşma ve evrene egemen olma mücadesinde İnsan-Tanrı çatışması.
İnsanın bir gün tam anlamıyla özgürleşebilmesi ve savaşsız yeni bir dünya yaratabilmesi için yenmesi gereken yazgısıdır bu üç tragedya.
İnsan ve TragedyaAndre Bonnard · Evrensel Basım Yayın · 200617 okunma
Kitap okumak kadar, sanatta önemlidir. Tabii kitap yazmakta bir sanattır. Ama kitap yazmak için önce okumak gerekir, yani temelinde okumak yatar bu işin. Ne kadar okursan, o kadar yazarsın, belki sözlü olarak belki de kağıda dökerek. Bu sebeptendir ki okumak bir sonuç, yazmak ise bir nedendir kanımca. Tabi ki her kitap bir sanattır hepimiz için.
Sovyet edebiyatı gelecek kuşaklara insanlık yarinde önemli yer tutacaktır.Bu tarihten kalma eser bulunduğu toplum için önemlidir.Bu toplumda büyük isim olarak taşınacaktır.Bu nedenle yaşarken toplumu zarar verecek değil topluma yararlı olmak gerekli