Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Gelelim Atinalılara. Atina'da köle yurttaşlar, en azından öbür yoksullarla aynı biçimde giyinmiştir. Hiçbir işaret bir köleyi özgür bir insandan ayırmaz. Aile içinde efendi ile açıkça konuşur. Koroedyalarda birçok bölümler kölelerin efendinin bütün kusurlarını yüzüne karşı söylemekten korkınadı klarını gösterir. Atinalı köle birçok dinsel törende yurttaşlarla aynı düzeyde kabul edilir. Eleusis'in (Elefsis) esrarına bile alıştırılabilir; bu törende mürninler gibi ona da ölümsüzlüğü kazandıran inanışlar ve kurallar öğretilir. Özellikle, Atinalı efendinin artık kendi kölesi üzerinde yaşam ve ölüm hakkı yoktur. Efendi onu çok sert bir biçimde cezalandırırsa; köle, hem de tanrının koruması altında, birtakım kutsal yerlere sığınabilir; efendisinden kendisini bir başkasına satmasını isteyebilir. Yunanistan'ın öbür kentlerinde köle, bütün özgür insanların sertlikleriyle karşı karşıyadır. Herhangi bir yurttaş, sokakta onu alaya alabilir ya da dövebilir. Platon bunu çok iyi bulur. Atina'da böyle bir şey yoktur; orada aristokratlar kölelerini durup dururken dövemedikleri için küplere binerler. Atina, yöneticilerin ya da güvenlik sorumlularının sertliğine karşı kölelere güvence bile verir; bu güvenceler bir hukuksal durum başlangıcı gibidirler. Şöyle ki, bütün Yunanistan'da kolluk güçleri yönetmeliklerinde yaptırım olarak özgür insanlar için para cezası, köleler (paraları yoktur ki) için ise kırbaç vardır. Ama Atina'dan başka yerlerde kırbaçlamanın süresi yargıcın ya da işkencecinin canının istediği kadardır. Atina'da ise, tersine, en yüksek para cezası yurttaşlar için elli drahmi olarak saptandığından, en fazla kırbaç sayısı da elli olarak saptanmıştır. Böylece, yasa, burada köleye devlet temsilcilerine karşı bir hak tanımaktadır. Önemsiz ama bu yine de hukuksal bir devrimin ilk adımıdır. Zaten başka siteler bu yolda Atina'yı izlemediler. Köleye ilişkin bir hakkın böyle yasa ile tanınması, tümüyle köleliğe dayanan bir toplumda tehlikeli gürünüyordu. Atina için de fazla pırıltılı bir tablo çizmeyelim. Atina kölelerinin aşağı katlarında, özellikle de madenlerde, ancak çalışmalarına yetecek, çoğu zaman da yetmeyecek kadar yiyecek verilen ve çalışmaları ancak dayakla kesintiye uğrayan binlerce pis yaratık olarak sürünür ve ölürler. Filozoflar, Atİnalıların kölelere davranış biçiminin tamamıyla tutarsız olduğunu düşünürler. Bakın Aristo aşağılayan havası ile dişleri arasından ne fısıldıyor: "Demokrasi kölelerin anarşisine boyun eğmektir."
Sayfa 154Kitabı okudu
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.