O dönemlerde çalışan insanların kafası şu biçimde işliyordu: Alabildiğin kadar eğitim alırsın, bir yerde çıraklık kaparsın, sana berbat bir iş verirler, iş berbat bile olsa sen bundan gurur duyarsın. Bu berbat işi de hayatın boyunca yaparsın. Bu berbat iş her şeyindir. Birmingham'daki insanlar bu işlerden emekli bile olamazlar. Fabrikada ölüp giderler.
Aynı lanet tuzağa düşmeden tası tarağı toplayıp buradan sıvışmam gerekiyordu. Ama Aston'dan nasıl ayrılacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Şu "Avustralya'ya göçme" işini denedim. ama on pauntluk ücreti ödemeye gücüm yetmedi. Orduya katılmaya bile çalıştım, ama beni kabul etmediler. Üniformalı herif çirkin suratıma bir kere baktı ve, "Üzgünüm, biz adam arıyoruz, yaratık değil," dedi.