Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

272 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Dünya şu anda istikrara kavuşmuş durumda. İnsanlar mutlu; istedikleri yerdeler ve ulaşamayacakları şeyleri de asla istemiyorlar. Refahları yerinde; emniyetteler; hiç hastalanmıyorlar; ölümden korkmuyorlar; ihtiras ve ihtiyarlıktan habersiz ve bundan çok memnunlar; veba gibi bir illet olan anne ve babaları yok; güçlü duyguları hissedecekleri eşleri, çocukları ve sevgilileri yok; şartlandırılmaları beklenmeyecek davranışlar gibi davranmak zorundalar. Herhangi bir sorun çıkması durumunda da soma var." İşte Cesur Yeni Dünya denetçi Mustafa Mond'unda tanımlamasıyla tam olarak böyle. İlk bakışta hoşa giden bir yer gibi geliyor; çünkü acı yok, dert yok, tasa yok. Acı çekmeye başladın bir soma alıyorsun ve her şeyi unutup hayal dünyasında mutluluğa ulaşıyorsun. Ah ne güzel! Peki diğer durumlar? Aileye ve tek eşli ilişkilere yer yok, hatta annelik babalık ve aile olmak gibi kavramlar pornografik görülerek ayıplanan utanılması gereken bir şey. Daha çocukluktan cinsellik eğitimi veriliyor. Aksi takdirde şehvet, tutku gibi hisler gündeme gelebilir ve bu da yine devam eden istikrarı bozabilir. Birine "sadık" olmak, ailelerin gibi olmaması gereken bir şey. İsteyen istediğiyle birlikte olmalı; çünkü “Herkes herkes içindir” anlayışı hakim. Embriyolar, şişeler içinde üretilip büyütülür ve bu esnada ait olacakları sınıf belirlenir. Bu sınıflar en altta bulunan ve okuma yazma dahi bilmeyip sadece bedenen çalışan epsilonlar, en yukarıdaki lider alfalar ve aralarındaki beta, gama ve deltalardan oluşuyor. Belki buraya kadar bazı kısımlar hoşa gidebiliyor; ama bu hoşa gidenlerin arkasında olan şey bebeklikten başlayan algılama yönetimi ve bunun sonucunda iradenin tamamen ortadan kalkması. Hiçbir koşulda mümkün değil; çünkü onlara böyle mutlu oldukları söyleniyor. Çabalamak yok, sorgulamak yok, düşünmek yok. Yalnız kalma, yalnız kalabilme diye bir şey ise hiç yok; çünkü yalnız kalan insan ister istemez düşünecek ve sorgulanacak. Bu da aslında Cesur Yeni Dünya'nın zenginliğine yol açacaktır. Benzer sebeplerden sanat yok, bilim yok. İnsanlar kendilerine verilenleri kabul ediyorlar ve bunun da onların mutlu olacağını düşünüyorlar. Diğer tarafta elektrikli tellerle çevrilerek yeni dünyadan ayrılmış “Ayrıbölge” olarak adlandırılan bir bölge daha var. Yabanilerin bölgesi. Burada hala eski gelenekler hüküm sürmekte; Tek eşlilik, aile kavramı, batıl inançlar, din anlayışı, tanrı inanışı… Ayrıbölgede’n Vahşi olarak tanımlanan John’u yeni dünyaya getirir Huxley. John ile yeni dünyayı sorgular. Kitap ister, şiir ister, tehlike ister, heyecan ister, yaşamı anlamak, robot gibi değil, insan gibi yaşamak ister Vahşi. Kitapta iki fikrin ana savunucuları Vahşi ve Dünya Denetçisi’dir. Kitabın sonlarına doğru aralarında yaşanan diyaloglarda oldukça muhteşemdi. “Gözyaşları içeren bir şeye ihtiyacınız var sizin” dedi Vahşi, “değişmek için.Burada hiçbir şeyin bedeli yeterince ödenmiyor." Yazar ,eserin sonunda herhangi bir fikrin kazanmasına izin vermez. Vahşinin yeni dünyaya uyum sağlayamayıp intahar etmesi trajiktir. Bu olay Vahşi’nin simgelediği düşüncenin kaybedişi gibi algılanabilir ancak aslında öyle değildir. Vahşi kendine ait duyguları olan, özgür, diğerlerine benzemeyen, sisteme karşı çıkan bir karakterdir. Kitap ile ilgili söylemek istediğim her şey şimdilik bu kadar umarım çok uzun tutup sıkmamışımtır herkese keyifli okumalar dilerim.
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,1bin okunma
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.